21. Yüzyıl Bahçeleri “Tutkulu” Olacak

Arkas Sanat Merkezi, Institut français İzmir ile İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi iş birliğinde gerçekleştirilen Doğa/Form/Süreçler başlıklı atölye serisinin ürünleri geçtiğimiz günlerde Institut français İzmir’de sanatseverlerle buluştu. Sergiye paralel gerçekleştirilen “21. Yüzyıl İçin Hangi Bahçeler?” film gösterimine ise Fransız bahçe uzmanı, peyzaj mimarı ve yazar Pascal Garbe öncülük etti.
 
"Doğaya dönüş olacak"
Çevrimiçi söyleşide Garbe, bahçelere duyulan “tutku”nun dünyanın dört bir yanındaki bahçıvanları birleştirdiğini vurguladı. Garbe “İster İzmir’de, ister Paris’te, isterse Singapur’da olsun güzel şeylere olan tutku, paylaşma, yetiştirme tutkusu her yerde aynı. Bahçeyle ilgilenen herkesin rolü, bu tutkuyu gelecek nesillere aktarmak” dedi. 21. yüzyıl bahçelerinin besleyici olsa da olmasa da, sanat eserleriyle dolsa da dolmasa da doğaya dönüş olduğunu söyleyen Garbe “Herkesi bu tutkuyu paylaşmak için yeni bahçeler gezmeye, yaratmaya ve paylaşmaya davet ediyorum” diye konuştu.
 
Dünyanın önde gelen yedi bahçe uzmanının 21. yüzyıl bahçeleri hakkında filmde paylaştıkları görüşleri ise şu şekilde:
 
Inch Lim :
“21. yüzyıl bahçelerinde doğayı alıp bir kutuya koymak yerine, doğanın gerçek şartlarında ilişki kurabilmenin bir yolunu bulmalıyız. Doğanın göz ardı edilmediği bir akım ortaya çıkmalı” 
 
Fumiaki Takano :
“Yarattığımız bahçe tüm duyularımızı harekete geçirmeli, aynı zamanda doğal manzara ile yarışmamalı ve uyum içerisinde olmalı”
 
Fergus Garret : 
“Biz insanlar olarak doğada nasıl bir etki yarattığımızı düşünmeliyiz. Coşkulu, insanları eğiten, yaratıcı, dinamik ama aynı zamanda çevreye duyarlı bir bahçe yaratmak gerekiyor” 
 
Leon Kluge :
“Kesinlikle bahçelerimiz doğaya bakmalı ve doğayı kentsel çevremize taşımalı. Yalnızca kendi ihtiyaçlarımız için değil, böcekler, kuşlar ve diğer hayvanlar için de bahçelerimizde yuva kuralım”
 
Chantal Colleu-Dumond :
“Bahçenin hareketli bir sanat olduğunu, bu sanata peyzaj mimarlarının yaratıcılığının, dehasının eşlik edeceğini düşünüyorum. İleride bahçeler, yaşadığımız zorlukları unutmak için bir sığınak haline gelerek, toplumsal kaygılarımızın merkezinde daha da önemle yer alacak”