Atila Sertel, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir 2. Bölge’den Milletvekili Adayı olan ancak geçen Cumartesi günü Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı kararla adaylığı düşürülen Atila Sertel, avukatı Murat Ergün aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Yayınlanma :
21.04.2015 16:02
Güncelleme :
21.04.2015 16:02


Başvuru dosyasına Basın İlan Kurumu’ndan gelen resmi yazı da eklenirken, BİK Genel Müdür Vekili Cem Elçin imzasını taşıyan yazıda “BİK Genel Kurulu’nun yönetim kurulu veya denetçisi olmayan bir Genel Kurul üyesinin, Basın İlan Kurumu’nda münferit olarak herhangi bir iş yapmamakta ve faaliyette bulunmadığını" vurguladı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Atila Sertel, “Daha önce de dediğim gibi ben devlet memuru değilim. Kamu adına görev görmüyorum, kamu görevlisi de değilim. Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nda İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ni temsilen gazetecilerin hakkını, hukukunu savunmak için görev gördüm. Basın İlan Kurumu’ndan gelen resmi yazıda da bu açıkça belirtiliyor. Bu yanlışın YSK'dan ya da Anayasa Mahkemesi’nden döneceğine inanıyorum” diye konuştu.
Basın İlan Kurumu Genel Kurul üyesi olduğu gerekçesiyle adaylığı düşürülen Atila Sertel’in avukatı Murat Ergün, Atila Sertel’in, T.C. Anayasa’sının 67’nci maddesinde tanımlanan seçilme hakkı, Yüksek Seçim Kurulu’nun 18 Nisan 2015 günlü kesin kararı ile ihlal edildiği gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.
Başvuru dilekçesine Basın İlan Kurumu’ndan alınan resmi yazı da eklenirken, Basın İlan Kurumu’ndan gelen yazıda özetle şöyle denildi:
“Sayın Atila Sertel, Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu, Denetçiler Kurulu, Genel Müdürlük ve Şube Müdürlüklerinde herhangi bir daimi veyahut geçici görev almamıştır.
BİK Genel Kurulu’nun yönetim kurulu veya denetçisi olmayan bir Genel Kurul üyesi, Basın İlan Kurumu’nda münferit olarak herhangi bir iş yapmamakta ve faaliyette bulunmamaktadır.
Basın İlan Kurumu Genel Kurul üyeleri kurum personeli sıfatı taşımadıklarından, Genel Kurul üyelerinin Kurum tarafından personel sicil dosyası tutulmamaktadır.
BİK mevzuatında Basın İlan Kurumu Genel Kurul üyelerinin siyasi partilere üye olmasına engel herhangi bir hüküm yoktur.
Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına uygun olarak faaliyet gösteren siyasi parti teşkilatlarında ilçe veya il yöneticisi yahut genel merkez başkan yardımcısı veya genel başkanı olarak görev yapan kişinin, BİK Genel Kuruluna seçilere gelen basın üyesi olması durumunda siyasi partideki görevi Genel Kurul üyeliğine engel olduğuna dair mevzuatımızda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
İzmir’de en yüksek sarı basın kartlı üyeye sahip gazeteci derneği başkanının bir siyasi partinin genel başkanı ve milletvekili olması durumunda, bu unvan statüyü taşımasının, BİK Genel Kurul üyesi olarak görev yapmasına engel olduğuna dair 195 Sayılı Kanun ve tali mevzuatında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.”
T.C.
ANAYASA MAHKEMESİ
SAYIN BAŞKANLIĞI’NA
BİREYSEL BAŞVURU FORMU
İVEDİ KARAR VERİLMESİ İSTEMİ VARDIR.
GEÇİCİ TEDBİR İSTEMİ VARDIR.
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 59. maddesine göre hazırlanmıştır.
KİŞİSEL BİLGİLER
I.A. BAŞVURUCUNUN
C. KİMLİK NUMARASI : 413532260006
ADI : ATİLA
SOYADI : SERTEL
CİNSİYETİ : Erkek
UYRUĞU : C.
MESLEGİ : Gazeteci
DOĞUM YERİ VE TARİHİ : Eskişehir, 23 Temmuz 1956
YAZIŞMA ADRESİ : Kazım Dirik Mahallesi, Fatih Sultan Mehmet
Caddesi, No:38/5, Bornova, İzmir
TELEFON NUMARASI VE
ELEKTRONİK POSTA ADRESİ
Ev Telefonu : -
İş Telefonu : -
Cep Telefonu : 0 (533) 293 01 00
Elektronik Posta Adresi : -
I.B. AVUKATININ
ADI : MURAT
SOYADI : ERGÜN
YAZIŞMA ADRESİ : 1713 Sokak, No:28, D:301-302,
Karşıyaka, İzmir
TELEFON NUMARASI VE
ELEKTRONİK POSTA ADRESİ
Ev Telefonu : -
İş Telefonu : 0 (232) 381 61 88
Cep Telefonu : 0 (532) 283 73 01
Elektronik Posta Adresi : avmergun@com
AÇIKLAMALAR
II.A. KAMU GÜCÜNÜN İŞLEM, EYLEM YA DA İHMALİNE DAİR OLAYLARIN
TARİH SIRASINA GÖRE ÖZETİ
Müvekkilim [1] Atila SERTEL, 1956 yılında Eskişehir’de doğdu. Ege Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. Milliyet Gazetesi'nde başladığı meslek yaşamını sırasıyla Güneş, Yeni Asır, Hürriyet gazetelerinde muhabir, istihbarat şefi ve haber müdürü olarak sürdürdü. 1989 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanı oldu. Daha sonra Gözlem Gazetesi’nde Haber Müdürü, Gazete Ege’de Yazı İşleri Müdürü olarak çalıştı ve emekli oldu. 2000 -2009 yılları arasında aylık “Şehir ve Başkan” Dergisi ile haftalık “Söz” Gazetesi’ni yayınladı. Yedi yıl süreyle Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkan Yardımcılığı yaptığı İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ne 26 Mayıs 2009 tarihinde Başkan seçildi.
Başvurucu, 7.6.2015 günü yapılacak olan Milletvekili Genel Seçiminde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adına İzmir 2 numaralı seçim çevresinde Milletvekili adayı olabilmek için, önce 29 Mart 2015 tarihinde yapılan önseçime katıldı. Önseçim sonuçlarına göre başvurucu toplam 12799 oy alarak 3. sırayı kazandı.
Başvurucunun önseçimdeki başarısını takip eden ikinci iş günü olan 31.3.2015 tarihinde, Ozan ÇELİK ve Levent ÜNAL isimli kişiler İzmir İl Seçim Kurulu Başkanlığı’na başvurmuşlar ve başvurucunun adaylık sıfatına haiz olmadığını ileri sürerek adaylığının ve aday olduğuna dair mazbatanın iptalini talep etmişlerdir. İl Seçim Kuruluna yapılan bu başvuruda, milletvekili adayı olacak kamu görevlilerinin 10.2.2015 günü saat 17.00’a kadar görevlerinden istifa etmeleri gerektiği halde Atila SERTEL’in;
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığından,
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanlığından,
Basın İlan Kurumu Genel Kurul Üyeliğinden,
İstifa etmediği belirtilerek başvurucunun adaylığına karşı çıkılmıştır. Ozan ÇELİK ve Levent ÜNAL’ın bu başvuruları, İzmir İl Seçim Kurulu Başkanlığı tarafından alınan 31.3.2015 tarih ve 2015/21 sayılı kararla REDDEDİLMİŞTİR. [2] Seçim Kurulu Başkanlığına ait bu kararda, 2820 saylı yasanın 40 ve 50’nci maddelerine atıfta bulunulmuştur. Bu karar üzerine İzmir İl Seçim Kurulu tarafından hazırlanan 2.4.2015 günlü mazbata dilekçemiz ekindedir. [3]
Yüksek Seçim Kurulu, İzmir’de gerçekleşen ve başvurucu Atila SERTEL’in lehine sonuçlanan itiraz sürecini takip eden 15.4.2015 tarihinde Milletvekili Geçici Aday Listelerini açıklamıştır. Buna göre, 20 siyasi parti tarafından 7 Nisan 2015 tarihinde Kurul Başkanlığına verilen aday listeleri incelenmiş ve başvurucu Atila Sertel, 7.6.2015 günü yapılacak olan Milletvekili Genel Seçiminde CHP adına İzmir 2 numaralı seçim çevresinde Milletvekili adayı olarak açıklanmıştır. [4] Buna göre, Atila SERTEL, CHP’nin İzmir 2 numaralı seçim çevresinde 6’ncı sırada Milletvekili adayıdır.
Bu gelişmeleri takip eden günlerde, önseçim aşamasında İl Seçim Kuruluna itiraz dilekçesi veren Ozan ÇELİK ve Levent ÜNAL isimli kişiler ile bu kez bunlara ilaveten Ülker VURAL isimli üçüncü bir kişi de Yüksek Seçim Kurulu (YSK) nezdinde aynı itirazlarını yinelemişlerdir. Üç adet itirazcının başvurusunu değerlendirmeye alan YSK, 18.4.2015 Cumartesi günü verdiği kararında yer alan “Yüksek Seçim Kurulu'nun 05.01.2015 tarihli 6 sayılı kararı ve 2389 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu'nun 18. Maddesi gereği milletvekili adayı olmak için 10.2.2015 saat 17.00’ye kadar kamu görevinden istifa etmediği” gerekçesiyle Başvurucu Atila SERTEL’in milletvekili adaylığını iptal etmiştir. [5]
II.B. BİREYSEL BAŞVURU KAPSAMINDAKİ HAKLARDAN HANGİSİNİN HANGİ
NEDENLERLE İHLAL EDİLDİĞİ VE BUNA İLİŞKİN
GEREKÇELER VE DELİLLERE AİT ÖZLÜ AÇIKLAMALAR:
Müvekkilim Atila SERTEL’in, T.C. Anayasa’sının 67’nci maddesinde tanımlanan seçilme hakkı, Yüksek Seçim Kurulu’nun başvurumuzun esasını teşkil eden 18.4.2015 günlü kesin kararı ile ihlal edilmiştir.
II.B.1. İLK TESPİTLER
II.B.1.a. T.C. Anayasa’sının 148’inci maddesinin 3 numaralı fıkrası: "Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.” Hükmünü amirdir.
II.B.1.b. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un, "Bireysel başvuru hakkı” başlıklı 45’inci maddesinin 1 numaralı fıkrası: "Herkes Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir." Hükmünü amirdir.
II.B.1.c. Bu düzenlemeler çerçevesinde, bireysel başvurucunun ihlal edilen hakkı Anayasa'da, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ve Türkiye'nin taraf olduğu ek protokollerde koruma altına alınmış ise Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru esastan incelenmelidir.
II.B.2. DEĞERLENDİRME
II.B.2.a AYM’NİN KONU BAKIMINDAN YETKİSİ
Anayasa'nın 148’inci maddesinin üçüncü ve 6216 sayılı Kanun'un 45’inci maddesinin 1 numaralı fıkraları uyarınca, Anayasa'da güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve buna ek Türkiye'nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini düşünen, medeni haklara sahip gerçek ve tüzel kişilere Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru açısından dava ehliyeti tanınmıştır.
Anılan Anayasa ve Kanun hükümlerine göre, Anayasa Mahkemesine yapılan bir bireysel başvurunun esasının incelenebilmesi için, kamu gücü tarafından müdahale edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerinin kapsamına da girmesi gerekir. Bir başka ifadeyle, Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalan bir hak ihlali iddiasını içeren başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi mümkün değildir (B. No: 2012/1049, 26.3.2013, § 18; B. No: 2012/917, 16.4.2013, § 16).
AİHS'nin Türkiye'nin taraf olduğu Ek 1 Nolu Protokolün 3. maddesi şöyledir:
"Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar içinde, makul aralıklarla, gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt ederler."
AİHM içtihatlarına göre, anılan maddede geçen “yasama” ifadesi mutlak anlamda ulusal parlamento anlamına gelmemekte, söz konusu ifadenin devletlerin anayasal yapısı ışığında yorumlanması gerekmekte, federal devletlerde federe devletlerin parlamentoları da bu madde anlamında “yasama” organı olarak kabul edilmektedir (Mathieu-Mohin ve Clerfayt/Belçika, B. No: 9267/81, 2.3.1987; Matthews/Birleşik Krallık, B. No: 24833/94, 18.2.1999, § 40).
Görüldüğü üzere AİHS kapsamında korunan hak, yasama organının seçimi ile ilgili olup Milletvekili Genel Seçimiyle ilgili ihlal iddiaları, bağımsız bir hak olarak AİHS kapsamında değerlendirildiğinden, bu hakka yönelik ihlal iddialarının bireysel başvuru konusu yapılabilmesi mümkündür.
Başvurucu Atila SERTEL’in ihlal iddiasının konusu, Anayasa’da güvence altına alınmış ve Sözleşme kapsamında olan temel hak ve özgürlüklerin koruma alanı içinde kalmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, başvurucu Atila SERTEL’in iş bu başvuru dilekçesinde ifade ettiğimiz şekliyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü hakları, Anayasa ve AİHS ile buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokollerin ortak koruma alanına girdiğinden başvurunun incelenmesinde Anayasa Mahkemesinin “konu bakımından yetkili” olduğu açıktır.
II.B.2.b YÜKSEK SEÇİM KURULU’NUN
YARGI MERCİ SIFATINI TAŞIYOR OLMASI
YSK 1961 Anayasası’nda "Cumhuriyetin Temel Kuruluşu" başlığı altında ve 75’inci maddesinde tanımlanmış ve aynı içerikle 1982 Anayasası’nın "Cumhuriyetin Temel Organları" ve "Seçimlerin Genel Yönetimi ve Denetimi" başlıkları altındaki 79’uncu maddesinde yer almıştır.
YSK’nın kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin yasal düzenlemeler 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanununda yer almaktadır. Düzenlemeye göre YSK, seçim uyuşmazlıklarının çözümünde kesin karar verme yetkisine sahip bir “yargı” merciidir. Nitekim YSK da, kendi internet sitesinde kendisini “Anayasada Yasama Bölümü içerisinde yer alan Yüksek Seçim Kurulu, yalnız seçimlerin genel yönetim ve denetimini yürüten bir kurul değildir. Yargıtay ve Danıştay'ın kendi içlerinden çıkardıkları üyelerden oluşan seçimlerin yargısal denetimini de sağlayan karma egemen üst yargı merciidir”. Şeklinde, bir yargı mercii olarak tanımlamaktadır.
Bu nedenle YSK’nın yargı mercii sıfatıyla verdiği kararları, yargısal nitelik taşıyan kararlardır ve bu kararlara karşı bireysel başvuruda bulunulabilir.
II.B.2.c ESASA İLİŞKİN AÇIKLAMA VE TALEPLER
Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, YSK tarafından verilen ve iş bu bireysel başvurunun konusunu teşkil eden kararın gerekçesi henüz açıklanmış ve alenileşmiş değildir. Ancak, harici ve açık kaynaklardan edinilen bilgiye göre, dava konusu kararın gerekçesi, başvurucunun süresi içinde kamu görevlerinden istifa etmesi gerektiği halde, Basın İlan Kurumu Genel Kurulu üyeliğinden istifa etmemiş olmasıdır. Bu gerekçeyi ve 195 sayılı Yasanın [6] 1 ve 50’nci maddelerini esas alan YSK, Atila SERTEL’in milletvekilliği adaylığını iptal etmiştir.
YSK tarafından verilen ve başvurucu Atila SERTEL’in milletvekili adaylığını iptal eden 18.4.2015 günlü karar usul ve yasaya aykırıdır.
En başında ve ilk önce ifade etmemiz gereken şudur ki, Basın İlan Kurumu Genel Kurul üyeliği temsili bir görevdir. Atila SERTEL’in sahip olduğu bu sıfatın temsilden öte anlam ve yetkisi olmadığı gibi Genel Kurul üyeliği icra yetkisi olan bir makam değildir.
Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığının 6 Ocak 2015 tarihli ve 29228 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6 nolu kararında[7] 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak olan Milletvekili Genel Seçimlerinde, aday olabilmek için Kanun gereği çekilmesi veya görevlerinden ayrılması gerekenlerin çekilme veya görevlerinden ayrılma isteğinde bulunma tarihleri belirlenmiştir.
Anılan Karar gereğince, Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanların, en geç 10 Şubat 2015 Salı günü saat 17.00'ye kadar 2839 sayılı Kanun'un 18. maddesi uyarınca görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmaları gerekmektedir. Görüldüğü üzere, YSK tarafından duyurulan düzenlemede dahi sadece ‘yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar’ için görevden ayrılma şartı getirilmiş, ancak Genel Kurul üyeleri için böyle bir yükümlülük konulmamıştır.
Yüksek Seçim Kurulu tarafından verilen 4.10.2013 tarih ve 404 sayılı karar, somut olayımız açısından çok açık tespit ve değerlendirmeler içermektedir;
“Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından Kurulumuz Başkanlığına gönderilen 27.9.2013 tarihli ve 20206(022/642) yazıda; Birlikleri ve üst kuruluşu oldukları oda ve borsalar 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu uyarınca faaliyet gösterdiklerini, oda ve borsaların organları meslek komiteleri, meclis, yönetim kurulu ve disiplin kurulu, Birlikleri organları olan Genel Kurul, Oda ve Borsa Konseyleri, Yönetim Kurulu ve Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinden Mahalli İdareler seçimlerinde aday olacakların oda, borsa ve Birliklerindeki görevlerinden istifa edip etmeyecekleri, edecekler ise hangi organ üyelerinin istifa etmesi gerektiği hususunda açıklık bulunmadığını, Seçimlerde uygulama da birliğin sağlanması açısından konu hakkında görüş istenilmiş olmakla, konu incelenerek;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
…
Görüleceği üzere anılan maddede, aday olabilmek için görevlerinden ayrılmak zorunda olmayan kamu görevlilerinin hangileri olduğu ayrıntılı biçimde düzenlendiği halde, istifaları zorunlu bulunan kamu görevlilerinin kimler olduğu hususunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının organlarında görev alan yöneticilerin adaylığı konusunda 2972 sayılı Kanun’un 36. maddesi ile atıf yapılan 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu’nun 18. Maddesinin uygulanması gerekmektedir.
…
Açıklanan nedenlerle;
5174 sayılı Kanunun 4, 28 ve 54. maddelerinde odaların, ticaret odaları ve borsaları ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları oldukları belirtilmiş olup, 2839sayılı Kanun’un “Adaylık için Görevden çekilmesi gerekenler” başlıklı 18. maddesinde de kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarına yer verilmiş olması karsısında, 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak olan Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde aday olmak isteyen Odalar ve Ticaret borsaları ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin yönetim ve denetim kurullarında görev alanların görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmaları gerektiği,
Ticaret odaları ve ticaret borsaları ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin diğer organlarında görev alanların görevlerinden ayrılma isteğinde bulunmalarının zorunlu olmadığı, yönünde görüş bildirilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
…
4.10.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”
195 sayılı yasanın 1’inci maddesine göre “Kurum, kamu tüzel kişiliğini haizdir.” Ancak bu durum, aşağıda izah edileceği üzere, Genel Kurulda temsilci sıfatıyla hazır bulunanlara “kamu görevlisi” sıfatı kazandırmaz.
195 sayılı yasanın 5’inci maddesine göre “… İstanbul, Ankara ve İzmir'deki en fazla sarı basın kartlı üyeye sahip gazeteci derneklerinden 1'er olmak üzere…”
…
… 36 üyeden oluşur.”
195 sayılı yasanın 50’nci maddesi ise “Basın - İlan Kurumunun Genel Kurul ve Yönetim Kurulu üyeleri ile bilumum memur ve müstahdemleri, bu kanunun uygulanması sebebiyle işleyecekleri suçlarından dolayı, fiillerinin mahiyet ve derecelerine göre, Türk Ceza Kanununun Devlet memurlarına ait hükümleri ile cezalandırılırlar.” Demektedir. Madde metninden de son derece açık bir biçimde anlaşılacağı üzere, Kanun Koyucunun bu düzenlemedeki iradesi, herhangi bir Genel Kurul üyesinin görevini yaparken Devlet memuru ciddiyetini taşımasını sağlamak, bu amaçla, eğer görev sırasında suç işleyen bir Genel Kurul üyesi olursa ona da TCK’daki Devlet memurları hükümlerinin uygulanmasını sağlamaktır. Başka bir örnek vermek gerekirse, Kooperatif yöneticileri de görevlerini yaparken işledikleri bir suç nedeniyle yargılanırlar ise, kendilerine TCK’daki Devlet memurlarına ait hükümler uygulanır. Ama bu durum, hiçbir kooperatif yöneticisini kamu görevlisi yapmaz. Dolayısıyla, burada fark edilmesi gereken detay, kamu görevlisi olmak ile suç işlendiğinde kamu görevlisi gibi cezalandırılmak durumlarının birbirlerinden farklı hususlar olduğudur. Bir an için Atila SERTEL’in Genel Kurul üyeliği uygulaması esnasında suç işlediğini varsayalım. İşte ancak bu durumda, kanunun özel düzenlemesi gereği Atila SERTEL hakkında TCK’daki Devlet memurlarına ait hükümler uygulanabilir.
Görüleceği üzere, ortada ne Türk Ceza Kanunu kapsamında işlenmiş bir suç ne de suçlu vardır. Atila SERTEL’in sahip olduğu temsil sıfatının Atila SERTEL’i kamu görevlisi yapacağına dair görüş hukuki dayanaktan yoksundur. Durumu bir başka örnekle izah etmek gerekirse;
195 sayılı yasanın 5/b maddesine göre “Cumhurbaşkanınca görevlendirilecek 1, Hükümetçe görevlendirilecek: Başbakanlık 3, Adalet Bakanlığı 1, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 1, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 1, İçişleri Bakanlığı 1, Kültür ve Turizm Bakanlığı 1, Maliye Bakanlığı 1, Milli Savunma Bakanlığı 1, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünden 1 temsilci olmak üzere toplam olarak 12 temsilci” Basın İlan Kurumu Genel Kurulunda üyedir. Bunlar arasından herhangi bir bakanlık temsilcisi bizzat Bakanın kendisi olabilir. Hatta Başbakan’ın kendisi, kanuni düzenlemeye göre Genel Kurul üyesi olabilir. Bu durumda hali hazırda milletvekili olan Başbakan veya Bakanların Genel Kurulda hazır bulunmuş olmaları, 7 Haziranda yapılacak Milletvekili Genel Seçimlerine aday olarak katılmalarına engel olur muydu? Cevap tabii olarak hayırdır. Çünkü kişisel olarak kategorize edilmek farklı bir durumdur. Yapılan işin mahiyeti, yapanın sıfatı dikkate alınarak karar verilmesi gereken bir konuda, Basın İlan Kurumu kamu kurumudur diye Genel Kurula katılmış bir temsilci Kamu Görevlisi kabul edilemez.
Yüksek Seçim Kurulunun başvuru konusu ettiğimiz kararını almasındaki en önemli etkenin, Basın İlan Kurumu ile Basın İlan Kurumu Genel Kurulun kendine has bu yapısının YSK tarafından hatalı değerlendirilmiş olmasıdır.
Basın İlan Kurumu ve bu kurum nezdinde çalışan, kurum ile arasında iş akdi bulunan, kurumu yöneten, bu işleri yürütürken kamu kaynaklarını ve kamu gücünü kullanan personelin hukuki statüsü ile Genel Kurulda, ait olduğu basın derneğini temsil dışında hiçbir faaliyeti bulunmayan genel kurul üyesini birbirine karıştırmamak gerekir.
Esasen, başvurucu Atila SERTEL’in hangi sıfat ve statü ile Basın İlan Kurumu Genel Kuruluna katıldığı, Genel Kurul üyesi olarak gerçekleştirdiği temsil işinin kendisini kamu görevlisi hukuki statüsüne taşıyıp taşımadığı hususlarını içeren 20.4.2015 tarihli bilgi edinme dilekçemize [8] yanıt veren Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü, Atila SERTEL’in kamu görevlisi sayılmasını gerektirecek bir hak ve yetkiye sahip olmadığını, temsilci sıfatını taşıyan başvurucunun icra yetkisi taşımadığını ve kamu görevlisi sayılmadığını çok açık bir biçimde ortaya koymuştur. [9] Basın İlan Kurumu tarafından verilen bu yazı çok önemlidir.
Bir başka örnek olarak 6235 Sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu
gösterilebilir. Kanunun 1’inci maddesine göre, Birlik Kamu Kurumu niteliğindedir. Ancak Birlik Genel Kurulunda oy kullanan hiçbir mühendis ve mimar kamu görevlisi statüsünde sayılmamaktadır.
Hâkim Oğuzhan DEMİR tarafından kaleme alınan ve http://www.idare.gen.tr/demir-arastirma-gorevlileri.htm adresli internet bağlantısından ulaşılabilen bir makalede, başvurumuzun ne denli haklı olduğuna dair somut tespit ve değerlendirmeler vardır. Bu makalede vurgulandığı üzere;
“Kamu Görevlisi Kavramı: Kamu görevlisi kavramı, idarenin kamu hizmetlerini yürütmek üzere istihdam ettiği kişileri anlatmak için kullanılan yaygın bir kavramdır. Bu anlamda kamu görevlisi terimi, öğretide genellikle geniş ve dar anlamlarda olmak üzere iki farklı anlamda kullanılmaktadır. “Geniş anlamda kamu görevlisi” kavramıyla kamu hukuku veya özel hukuka göre geçici veya sürekli kamu kuruluşlarının yürütmekle yükümlü oldukları hizmetleri gördürmek üzere istihdam edilen, kısaca kamu kesiminde çalışan bütün personel ifade edilmek istenilmektedir. Bu anlamıyla kamu görevlisi kavramı hukuksal olarak pratik faydayı haiz değildir. Çünkü farklı hukuksal rejime tâbi olan personeli tek kavram altında toplamak hukuki rejimin tespiti açısından yararlı değildir. Bundan dolayı üzerinde özellikle durulması gereken “dar anlamda kamu görevlisi” kavramıdır. Bu kavram ile de devletin siyasal ve yargısal organ(lar)ında görevli olanlarla, özel hukuk hükümlerine tâbi olarak çalışanlar dışındaki kamu görevlileri anlatılmak istenir.
…
Anayasa md. 128 ve 129 Anlamında Kamu Görevlisi: Öğretide kamu görevlisi kavramı tartışılırken üzerinde mutlak uzlaşma sağlanan konu, memurların md. 128/I anlamında kamu görevlisi olduklarıdır. Bu konuda tartışma olmaması da doğaldır. Gerçekten kurucu iktidar, md. 128/I’de idarenin insan unsuru olarak memur ve diğer kamu görevlilerinden bahsetmektedir. Memurlar dışındakine anayasa koyucu, “diğer” sıfatını ekleyerek kullandığına göre memurların baştan kamu görevlisi ve hatta kamu görevliliğinin aslî şeklinin memur olduğunu kabul ettiği söylenebilir.
Öğretide ve yargı kararlarında asıl tartışma konusu olan, diğer kamu görevlileri kavramının kapsamı ve bu kavram içine hangi personel grubunun dâhil olduğudur. Bu tartışma konusu ile bağlantılı olarak da üniversite öğretim elemanlarının ve bu arada araştırma görevlilerinin “diğer kamu görevlileri” kavramı içinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ayrı bir irdelemeyi gerektirebilir.
Anayasa md. 128/I’e göre devletin, kamu iktisadî teşebbüslerinin ve kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür. Bu demektir ki bir kere anayasa koyucu, genel idare esaslarına tâbi aslî ve sürekli hizmetlerin sadece memurlar eliyle görülmesini zorunlu tutmamıştır. Yasa koyucu, md. 128/I sınırları içinde genel idare esaslarına göre yürütülecek aslî ve sürekli görevlerde memur dışında başka bir istihdam türü de öngörebilir. Bu başka istihdam türünde çalışanlar ise anayasa koyucunun kavramsal tabiriyle “diğer kamu görevlisi” statüsünde olacaktır.
Md. 128/I’de geçen diğer kavram ise aslî ve sürekli görevdir. Bir hizmetin gerektirdiği aslî ve sürekli görev ise hizmetin kadroya bağlanmış olmasını anlatmaktadır. Öğreti ve yargı kararlarındaki hâkim anlayış bu yöndedir.
Bu açıklamalardan şu kısa değerlendirmeyi yapabiliriz: Devlet tüzel kişiliğinin, kamu iktisadî teşebbüsleri dâhil kamu tüzel kişilerinin özel işletmecilik esaslarına göre değil de genel idare esaslarına göre yürüttükleri kadroya bağlanmış aslî ve sürekli hizmetler; nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenmek zorunda olan memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle gördürülebilir.
…”
Yukarıda alıntısından faydalandığımız makalenin ve genelde hâkim olan ilmi ve kazai görüşün kabul ettiği hükümlere göre, asli, sürekli ve kadrolu bir iş yapılmıyorsa, bu işi yapan kişiye kamu görevlisi denilemez. Yaptığı iş, arızi olarak senede birkaç kez temsilen oy kullanmaktan ibaret olan Basın İlan Kurumu Genel Kurul Üyeliği’nin asli, sürekli ve kadrolu olduğu iddia edilemez. Bu sebeple, “Yüksek Seçim Kurulu'nun 05.01.2015 tarihli 6 sayılı kararı ve 2389 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu'nun 18. Maddesi gereği milletvekili adayı olmak için 10.2.2015 saat 17.00’ye kadar kamu görevinden istifa etmediği” gerekçesiyle başvurucu Atila SERTEL’in milletvekili adaylığının iptal edilmiş olması açık ve ağır hak ihlalidir. Çünkü Atila SERTEL kamu görevlisi değildir.
III. BAŞVURU YOLLARININ TÜKETİLDİĞİNE İLİŞKİN BİLGİLER
III.A. Başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar:
Yüksek Seçim Kurulu tarafından verilen kararlar, tabi olduğu yasa gereği kesindir. Bu sebeple, iç hukuka göre tüketilebilecek başvuru yolu da bulunmamaktadır.
III.B. Başvuru yollarının tüketildiği veya başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarih:
III.B.1. KARARI VEREN MAHKEME/MERCİİ/ MAKAM: Yüksek Seçim Kurulu.
III.B.2. KARARIN TARİHİ VE SAYISI: 18.4.2015
III.B.3. TEBLİĞ VEYA ÖĞRENME TARİHİ: Tebliğ ya da tefhim olunmaksızın, 18.4.2015 günü açık kaynaklardan haricen öğrenme.
III.C. Başvuru mazeret nedeniyle süresi içinde yapılamamışsa buna dair açıklamalar: Başvuru süresindedir.
DİĞER BİLGİLER
IV.A. Başvurucunun Anayasa Mahkemesi önünde devam eden bir başka başvurusu varsa numarası: YOKTUR
IV.B. Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebi ve bunun gerekçesi: YOKTUR
SONUÇ VE TALEPLER
Başvurucu tarafından, aşağıdaki konularda Yüksek Mahkemece karar alınması talep edilmektedir:
Yüksek Seçim Kurulu tarafından başvurucu aleyhine yapılmış HAK İHLALLERİNİN TESPİT EDİLMESİ.
Yüksek Seçim Kurulu tarafından “Yüksek Seçim Kurulu'nun 05.01.2015 tarihli 6 sayılı kararı ve 2389 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu'nun 18. Maddesi gereği milletvekili adayı olmak için 10.2.2015 saat 17.00’ye kadar kamu görevinden istifa etmediği” gerekçesiyle başvurucu Atila SERTEL’in milletvekili adaylığının iptal edilmesine dair verilen 18.4.2014 tarihli kararın T.C. Anayasa'sının 67’nci maddelerine aykırı olduğunun TESPİT EDİLMESİ.
Milletvekili genel seçimlerinin 7.6.2015 günü yapılacak olması, bunun yanında YSK tarafından belirlenen Milletvekili kesin listelerinin 24.4.2015 günü açıklanacak oluşu, YSK kesin listesinde yer almaması durumunda başvurucu Atila SERTEL’in Anayasal hakkının TELAFİSİ İMKÂNSIZ BİÇİMDE yok olacağı dikkate alınarak, İVEDİ KARAR VERİLMESİ.
Yukarıda 4 numaralı bentte yer alan gerekçelerle, başvurucunun milletvekili adaylığının iptaline dair kararın uygulamasının durdurulması ile başvurucunun, Yüksek Seçim Kurulunca 15.4.2015 tarihinde açıklanan Milletvekili Geçici Aday Listelerinde yer aldığı şekliyle 7.6.2015 günü yapılacak olan Milletvekili Genel Seçiminde CHP adına İzmir 2 numaralı seçim çevresinde 6’ncı sırada Milletvekili adayı olarak yer almasına dair GEÇİCİ TEDBİR KARARI VERİLMESİ.
Yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesi.
Saygılarımla arz ve talep ederim.
Bu başvuru formunda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu; formda belirtilen bilgilerde, adreslerimde veya başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde Mahkemeye bildireceğimi beyan ederim.
Başvurucu Vekili : Avukat Murat ERGÜN
Tarih : 21.4.2015
İmza :
Dilekçe Ekleri:
Vekâletname.
İzmir İl Seçim Kurulu Başkanlığı tarafından alınan 31.3.2015 tarih ve 2015/21 sayılı karar.
İzmir İl Seçim Kurulu tarafından hazırlanan 2.4.2015 günlü mazbata. (Ek-3)
YSK tarafından açıklanan Milletvekili Geçici Aday Listesinin başvurucu hakkındaki ekran çıktısı. (Ek-4)
YSK’nın 5.1.2015 tarih ve 6 numaralı kararı. (Ek-5)
Basın İlan Kurumuna sunduğumuz 20.4.2015 tarihli bilgi edinme dilekçemizin sureti.
Basın İlan Kurumu tarafından verilen 21.4.2015 tarih ve 97083660-1/1-468/2960 sayılı cevabi yazı.
[1] İzmir 25.Noterliğinden verilme 7.5.2013 tarih ve 12427 yevmiye numaralı vekâletname. (Ek-1)
[2] İzmir İl Seçim Kurulu Başkanlığı tarafından alınan 31.3.2015 tarih ve 2015/21 sayılı karar. (Ek-2)
[3] İzmir İl Seçim Kurulu tarafından hazırlanan 2.4.2015 günlü mazbata. (Ek-3)
[4] YSK tarafından açıklanan Milletvekili Geçici Aday Listesinin başvurucu hakkındaki ekran çıktısı. (Ek-4)
[5] İş bu dilekçenin yazımı anı itibarı ile YSK tarafından verilen kararın gerekçesi henüz yazılmamıştır. Dolayısıyla gerekçeli kararın bir suretini dilekçemiz ekinde sunamıyoruz.
[6] 195 Sayılı Basın İlan Kurumu Teşkiline Dair Kanun.
[7] YSK’nın 5.1.2015 tarih ve 6 numaralı kararı. (Ek-5)
[8] Basın İlan Kurumuna sunduğumuz 20.4.2015 tarihli bilgi edinme dilekçemizin sureti. (Ek-6)
[9] Basın İlan Kurumu tarafından verilen 21.4.2015 tarih ve 97083660-1/1-468/2960 sayılı cevabi yazı. (Ek-7)
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: