Antibiyotikler hem Türkiye’de hem de dünyada en sık kullanılan ilaçlar. Bunun başlıca nedenleri bu tür ilaçlara kolay ulaşılması, tedavi edici özelliklerinin yüksek olması ve hekimler tarafından kolayca reçete edilmesi. Türkiye ise Avrupa ülkeleri arasında antibiyotiklerin en çok kullanıldığı ülke.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, kullanımın fazla olmasının bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesine neden olduğunu vurguluyor.
“Direnç gelişmesi sonucunda kullanılabilir etkili olan antibiyotik sayısı giderek yıllar içinde azaldı. Hem ülke olarak hem de dünyada ciddi bir felaketle karşı karşıyayız. Çünkü antibiyotiklere karşı direnç var. O nedenle antibiyotikleri çok kontrollü kullanmak gerekiyor.”
Prof. Dr. Ergönül, Sağlık Bakanlığı’nca yapılan düzenleme ile antibiyotiklerin artık reçetesiz verilmemesinin çok önemli bir gelişme olduğunu kaydediyor. “KLİMİK Derneği olarak bu kararı destekliyoruz. Umarız böyle devam eder, yaklaşık 6 ay kadar oldu yürürlüğe gireli. Bu şekilde gitmesini istiyoruz destekliyoruz ve arkasındayız. Antibiyotikler ateş düşürücü ilaçlar değildir, başımız ağrıdığında, burnumuz aktığında kullanılacak ilaçlar değildir. Nezle ilaçları hiç değildir. Antibiyotikler gelişmiş ülkelerde doktor reçetesi ile verilirler.”
Prof. Dr. Önder Ergönül, antibiyotik kullanımına sadece doktorun karar vereceğini belirtiyor. “Bu sayede direnç oranlarımızı yıllar içinde azaltabiliriz. Çok az sayıda kalmış etkili antibiyotiklerimizi hiç değilse korumuş olabiliriz.”
Prof. Dr. Önder Ergönül, artık basit bir enfeksiyondan bile hastaların kaybedildiğini vurguluyor.
“Bunlar en fazla ağır hastalığı olan ve antibiyotiğe ihtiyacı olan yoğun bakımdaki hastaları etkiliyor. Yani çok basit bir idrar yolu enfeksiyonundan rahatlıkla hasta kaybedebilir noktasına geldik.
Akut sistit denilen idrar yolu enfeksiyonunu kadınlar hayatları boyunca en az üç kez yaşıyorlar. Eskiden sistit antibiyotikle tedavi edilebiliyordu. Artık bu enfeksiyonu eskisi gibi gönül rahatlığı ile tedavi edemiyoruz. Çünkü her başvuran sistitli kadından 1’nde direnç söz konusu. Polikliniklerde verdiğimiz antibiyotikler dirençli bakterilerde işe yaramıyor. O kişilerin damardan antibiyotik almaları gerekiyor, bazen geç kalınması durumunda da tedaviye yoğun bakımda devam ediliyor, hatta o antibiyotiklere de direnç olduğu için bazen hastaları kaybedebiliyoruz, felaket dediğimiz bu.”
AVRUPA ANTİBİYOTİK FARKINDALIK GÜNÜ

16 Kasım 2015 - 13:25
YORUMLAR