Sağlık Bakanlığı İzmir Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne bağlı Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Biyokimya Uzmanı olarak görev yapan Dr. Rengin Börekçi tarihe adını “Manş’ı Geçen İlk Türk Kadın Takımı” olarak yazdırdı.
Hem doktor hem yüzücü olan Börekçiyi yerinde ziyaret eden İzmir Kuzey KHB Genel Sekreteri Doç. Dr. Ahmet Emin Erbaycu “sağlık alanında önemli imzalar atan sağlık çalışanlarımızın zorlu ve nöbetli geçen çalışma hayatlarının dışında farklı alanlarda da ilklere imza atmış olmaları gurur verici dedi. Erbaycu tüm sağlık çalışanları adına kendisine teşekkür belgesi verirken daha nice kulvarlarda başarılı çalışmalar diliyorum” dedi.
Tepecik EAH’de halen görevine devam eden 50 yaşında ve 2 çocuk annesi olan Doktor Rengin Börekçi, hayatını değiştirecek adımı 45 yaşındayken evinin yakınındaki spor merkezine kaydını yaptırarak attı. Kısa süre sonra katıldığı deniz ve havuz yarışlarıyla yüzme sporunu farklı bir boyuta taşıdı. İstanbul boğazı (6.5 km) , Alanya maratonu (5 km), Van Denizi (2.5 km), Urla Açık Su (2.5 km), Foça Acık Su (2.5 km), Datça denizde kış yüzme maratonu (5 km), Çanakkale Anzak yüzmesi gibi açık su yarışları, bazılarında birden çok olmak üzere katıldığı yarışmalarla 5 yılda 22 madalya kazandı ve Manş Denizi'ni geçen ilk Türk kadın takımında yer alarak tarihe adını yazdırdı.
Azimle Çıktığımız Yolda Gururla Döndük…
Yüzüşlerinin 16 saat 44 dakika sürdüğünü söyleyen Dr.Rengin Börekçi; “Gece 12 derece gündüz 15 derecede dalgalar ve büyük denizanaları arasında geçen en zor deniz şartları arasında yüzdük. Son turumuzda artık herkes yorulmuş isteksiz olmasına rağmen durumumuzu kabullenmiş ve asla bırakmayacağımızı sanki sessizce birbirimize söylüyorduk. Bir yıldır bu proje için çalışmıştık ve bizi destekleyenleri yarı yolda bırakmayacaktık, bunu 16 yasından 58 yasına kadar olan hepimiz düşündük. İnsanın zorluklara dayanabilme sınırlarının ne kadar olabileceğini kadınların inat ve azimle nasıl mücadele edebildiklerini ülkemizdeki tüm kadınlara gençlere çocuklara herkese gösterecektik. Kadınların isterlerse neler yapabileceklerini göreceklerdi. Türkiye’de o gece birçok insan uyumamış geçişimizi takip etmişti. Bundan sonra ekibimizle planladığımız uluslararası ve ulusal organizasyonlar var şimdiden bize gelen teklifleri değerlendiriyoruz. Böyle takdir edilmek bizi çok mutlu ediyor. Ülkemizin ve Türk kadının adını daha çok duyurmak istiyoruz planladığımız bu yarışlarda başarılı olmak için azimle tüm gücümüzle devam edeceğiz” dedi.
Yüzmenin Everest’i…
Yüzmenin Everest’i olarak kabul edilen Manş Deniz’ini geçmeye tüm dünyadan yüzücüler gelmektedir. Cazibesi, eşsiz ve son derece zorlu bir geçiş olmasında yatar. Geçişi zorlu kılan yüzülecek mesafenin yanında deniz şartlarının zor olmasıdır. Kuvvetli gel-git akıntıları görülür. Rüzgar gücü 6 Knot’a, dalga boyları ise zaman zaman 2 metre üstüne ulaşabilmekte ve su soğuktur. Hiç olmadık bir anda sis çökerek hava anında soğur ve sağanak yağmur başlayabilmektedir. Yüzmenin 4-5 saati geceye rastlamakta olup, hava 11 dereceye kadar düşebilmektedir. Denizanaları, yosun grupları ve irili ufaklı yüzen atıklarla karşılaşma ihtimali yüksektir. Günde 600 tanker ve 200 gemi ile dünyanın deniz trafiği en yüksek bölgelerinden biridir.