Efes Selçuk’ta Kent Belleği Söyleşileri Devam Ediyor
“Yüzüncü Yılına Yaklaşırken Her Yönüyle Mübadele” söyleşi serisi Selçuk Efes Kent Belleği’nde devam ediyor. “Mutfak ve Yemek Kültürü- Girit Ot Kültürü” bölümü ile devam eden söyleşi serisi Semra Yeşil ve Kadri Dallı moderatörlüğünde Aybala Yentürk ve Nejat Yentürk’ün katılımları ile gerçekleşti.
Yayınlanma :
30.04.2022 15:28
Güncelleme :
30.04.2022 15:28


Araştırmacı, Koleksiyoncu ve Yazar Aybala Yentürk yaptığı çalışmalarda Giritlilerin yabani ot kültürünü formüle etmeye çalıştığını belirterek; “Mutfak kültürünü belirleyen en önemli şey coğrafyadır. Girit mutfağını biçimlendiren de adanın bitki örtüsüdür. Anadolu ot yemeklerini Giritlilerden öğrenmiş denilir. Aslında Anadolu’nun binlerce yıla dayanan kadim bir ot kültürü var. Giritlilerin yabani otlarla ilişkisinin püf noktası ise gerek çiğ, gerekse haşlanmış yabani ot tüketiminin çeşitliliği ve çokluğudur. Anadolu’da ot tüketimi daha çok kırsala ait. Giritlilerde ise yabani otlar kent sofrasının da baştacı. Girit mutfağının karakteristik özelliklerden biri de otların kavrulması yerine haşlanarak salata olarak tüketilmesi ve haşlanırken otların renginin asla kaybetmemesine ve ince doğranmamasına dikkat edilmesidir. Girit sofrası sadedir, çok baharatlı ve çok bileşenli yemekler tüketilmez. Batı Anadolu’ya yerleşen Giritler bu kültürü devam ettirmektedirler. Giritlilerin mutfak kültürlerine sadık olması bu mutfak kültürünün mübadeleden bu yana korunmasını sağlamıştır” dedi.
Söyleşinin bir diğer konuğu Koleksiyoncu Araştırmacı Nejat Yentürk ise dünya genelinde yüzyıllar içerisinde birçok olayla farklı kültürlerin mutfaklarının birbirinden etkilendiğini belirterek; “İnsanlığın yarattığı en önemli kültür öğesi bence dildir. Onun dışında müziği de örnek verebiliriz. Hem dile hem de müziğe eş değer olan bir başka kültür öğesi de yemektir. Şu ana kadar Türkiye’de mübadillerin mutfağı konuşuldu. Ama ben bu çerçevenin dışına çıkmak istiyorum. Akdeniz Havzası, Balkanları, Kırım’ı, Orta Asya’yı ekleyerek bu çerçevedeki bir coğrafyanın aslında bize kültürel olarak bir katkıda bulunan kavimlerin getirdikleri ve bizim onlara kattıklarımızı düşündüğümüz zaman bir ulus mutfağının ne derece altının ne kadar zayıf olduğunu fark ediyoruz. Safkan bir mutfaktan söz etmek mümkün değil. Azerbaycan’da gördüğünüz bir tarifi Tunus’ta görüyorsunuz. Norveç’te Orta Asya’da açılan yufkayı görüyorsunuz. Polonya’da Moğol Tatar akınlarıyla taşınmış mantıyı görüyorsunuz. Mutfak sadece kitlesel göçlerle değil savaşlarla, ticaretle, akınlarla da hareket eden bir şeydir” dedi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: