İzmir Büyükşehir Belediyesi, küresel iklim krizi nedeniyle mevsim değişikliklerinin ortaya çıkardığı farklı sivrisinek türlerine karşı yoğun mücadele veriyor. Kentin dört bir yanında 30 ayrı ekiple ilaçlama çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, bayram tatili ve hafta sonu da mola vermedi. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü'nden emekli Zirai Mücadele İlaçları Üreticileri Derneği (ZİMİD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Enver Durmuşoğlu, hem yapılan mücadele çalışmalarını hem de artan sivrisinek çeşitliliği ile popülasyonunu değerlendirdi.
 
Küresel iklim krizinin kurak yerlerin daha kurak, yağışlı yerlerin daha yağışlı olmasına neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Durmuşoğlu, bu durumun İzmir gibi kıyı yerlerde yağışlar dolayısıyla böcek ve sivrisinek popülasyonunu artırdığına dikkat çekti. Durmuşoğlu, “Bu yıl İzmir'de Mayıs ve Haziran aylarında ortalamanın yaklaşık beş katı daha fazla yağış aldık. Tabii ki bu yağışlar bölgedeki böcek popülasyonunu ve dolayısıyla su birikintilerinde yaşamının büyük kısmını geçiren sivrisinek gibi canlıları da etkiledi. Mayıs ve Haziran aylarındaki aşırı yağışlar, sivrisineklerin yeni yaşam alanlarını artırdı, buna bağlı olarak da normalden çok daha fazla bir popülasyon oluşturdu” dedi.
 
Bu durumun sık görülmeyen bazı türlerin artmasına neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Durmuşoğlu, “Culex pipiens gibi dünyanın her tarafında görülen sivrisinek türü yanında, Aedes albopictus türü de ülke genelinde yayılmaya başladı. Kıyı kesimlerde 3-5 yıldır bilinen bu tür, son yıllarda popülasyonunu artırdı. Bunların sadece bilimsel isimlerindeki değil, davranışlarının diğer yaygın türlerden farklılığına dikkat etmek gerekiyor. Örneğin Culex cinsine ait türlerin genelinde akşamüstü, hava kararması ile başlayan, ergin dişilerin insanların, kanlarını emerek gösterdiği davranışı, Aedes cinsine bağlı türün gündüz faaliyette olması ve gündüz de insanlardan kan emmeleri ile ayırt etmek mümkün. Bazı sivrisinekler temiz su kaynaklarını tercih eder. Bazıları ise kirli veya temiz tüm su alanlarında görülebilirler. Türler davranış olarak da birbirlerinden farklı olduğu için mücadele yöntemleri farklı. Temmuza giriyoruz ama hala bazı kanallarda su birikintileri var. Belediye ekipleri çalışıyor. Normalde Mayıs sonunda kuruyan bazı yağmur kanalları, bu yıl Haziran sonunda bile su barındırıyor. O nedenle burada üreme alanlarının devam ettiğini görüyoruz. Türkiye genelinde kıyı kesimlerinde tür çeşitliliği ve popülasyonu arttı. Tür çeşitliliğinden kastım şu; örneğin sivrisineğe çok benzeyen ama sivrisineklerdeki gibi kan emme davranışı olmayan Chronomid türleri var. Bunların popülasyonu da çok yoğun olduğunda sahilde rahat oturamadığımız akşamlar oluyor. Yani hem sivrisineklerin hem de Chronomidlerin yoğun popülasyon oluşturmaları söz konusu” diye konuştu.

Türkiye'de 60 sivrisinek türü bulunuyor
Türkiye'de yaklaşık 60 sivrisinek türünün bulunduğunu belirten Durmuşoğlu sözlerine şöyle devam etti: “İzmir'de Aedes albopictus türü bu yıla özgü ciddi artış gösterdi. Üç yıl önce Karadeniz kıyılarında yayılmaya başlayan türün bu bölgede ciddi sorunlar yaratmaya başladığını görüyoruz. Farklı türlerin habitat ve davranış farklılıkları yanında taşıdıkları hastalıklar da değişiyor. Aslında vektörlerle 150'nin üzerinde hastalık taşınıyor. Kitlesel ölümlere neden olan hastalıklar var. Bunlardan hangisi yaygın, bu ayrı uzmanlık alanı. Bu durum hastalıkları taşıyan insanların yaşadığı ve ziyaret ettiği yerlerle alakalı. Sivrisineklerin en çok bulaştırdığı hastalıklar Batı Nil Humması, chikungunya, deng humması, zikavirüs ve sıtma. Görevim gereği pek çok ilde sivrisinekle mücadele çalışmalarını görme şansım oldu. Pek çok bölgede biyosidal ürün uygulayıcılarının eğitim çalışmalarına katıldım. İzmir bu şehirlerden. Belediye ekipleri, larva ile mücadele ederek doğru yöntem uyguluyor. İlk hedef sivrisinek larvaları, larvalar sadece su kaynaklarında olur, varlıkları gözle kolaylıkla belirlenebilir. Ergin sivrisinekler ise her tarafa yayılıyor. Su kaynaklarında larvalara karşı yapılan uygulamaların sonuçlarını da görmek mümkün. Vatandaşlarımız erginlere karşı yapılan uygulamaları görür ama maalesef bunu pek göremez. Belediye ekipleri larvalarla ciddi şekilde mücadele ediyor. Pek çok belediye böyle mücadele ediyor. Fakat bu yıl olduğu gibi İzmir’de Mayıs ve Haziran’da aşırı yağışların su kaynaklarını çeşitlendirmesi, kaynakların bulunduğu yerdeki türlerin çeşitlenmesiyle birlikte ekipler alışılan noktaların dışında üreme noktaları ile karşılaştı. Sadece İzmir'de değil, başka kentlerle de yaşandı. Yoğun popülasyon olduğunda vatandaşı rahatlatmak için ergin sivrisinek ve karasinek mücadelesinin yapılmasında yarar var” dedi.