İzmir İş Dünyası: “2023 yılı da zor...

İzmir İş Dünyası: “2023 yılı da zor olacak”

İzmir İş Dünyası, 2022 yılı değerlendirmesi yaparak 2023 beklentilerini paylaştı. 2022 yılının her anlamda zor bir yıl olduğunda birleşen iş dünyası temsilcileri, 2023 yılının da 2022 yılıyla benzer olacağını öngörüyorlar.

İzmir İş Dünyası: “2023 yılı da zor olacak”

İzmir İş Dünyası, 2022 yılı değerlendirmesi yaparak 2023 beklentilerini paylaştı. 2022 yılının her anlamda zor bir yıl olduğunda birleşen iş dünyası temsilcileri, 2023 yılının da 2022 yılıyla benzer olacağını öngörüyorlar.

İzmir İş Dünyası: “2023 yılı da zor olacak”
27 Aralık 2022 - 12:32

Türkiye’nin seçim yılına giriyor olmasının ekonomide olumlu bir yansıması olmayacağını ifade eden iş insanları, 2023 yılının ilk yarısında baz etkisiyle enflasyonda bir düşüş ikinci yarısından sonra yükselen bir enflasyon beklentisini ifade ettiler.
 
BASİFED Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kasalı:
“Resesyon tüm dünya ekonomilerini etkileyecek”
Küresel olarak zor bir yılı geride bırakıyoruz. Ekonomik, siyasi ve insani açıdan sınandığımız bir yıl oldu. Pandemi sonrası tüm dünyada yaşanan yüksek enflasyon ile mücadele sıkı para politikaları, MB’lerin faiz artırımları likiditeye ulaşmada genel bir zorluk yaratırken, tüm bu sürecin üzerine Rusya Ukrayna Savaşı’nın yarattığı insanlık dramları ve buna bağlı olarak ortaya çıkan enerji krizi ile karşı karşıya kaldık. Savaşın kısa vadede bitmeyecek gibi görünmesi, enerji krizinin 2023 yılında da yaşayacağımız temel problemlerin başında geldiğini söylemek mümkün. Tüm bu sıkı para politikalarının yaratacağı resesyonun da 2023 yılında tüm dünya ekonomilerini de etkileyeceği bir gerçek. Türkiye’ye bakarsak, tüm dünya enflasyon ile mücadelede yüksek faiz silahını kullanırken faiz indirimine giden bir ülke olduk. Bunun sonucunda da yüzde 84’lere ulaşan bir enflasyon karşı karşıya kaldık. Yüksek enflasyona rağmen Kur Korumalı Mevduat ile baskılanan dövizin sabit hali ihracatçılar için erime anlamına gelirken, 2023 yılının bir seçim yılı olması da bir süre daha yüksek enflasyon ve sabit döviz kuru ile devam edeceğimizi gösteriyor. Ancak seçimlerden sonra daha bilimsel gerçeklere uygun para politikalarına geçeceğimize olan inancımızı korumak istiyoruz. Toparlayacak olursak, zorlu bir yılı geride bırakırken 2023’ün özellikle ikinci yarısında daha farklı bir ekonomi yönetim biçimi ile karşılaşacağımızı düşünüyorum.
 
ESİAD Yönetim Kuru Başkanı Sibel Zorlu:
“En büyük beklentimiz istikrarlı bir ekonomi”
2022 ekonomik açıdan zorlu bir yıl olarak hafızalara kazındı. Türkiye’yi diğer ülkelerden negatif ayrıştıran yüksek enflasyonun yanı sıra yüksek enerji fiyatları, cari açık, yüksek döviz kuru, izlenen ekonomi politikalar tüm kesimleri olumsuz etkiledi. Bu ekonomik tablo, Rusya-Ukrayna savaşı, tedarik zincirlerindeki aksamalar gibi küresel konjonktürdeki sıkıntıların da eklenmesiyle pekişti, öngörülebilirlik iyice zayıfladı. Finansmana erişimdeki zorluklar, yüksek emtia ve enerji fiyatları gibi birçok soruna rağmen sanayi üretimimizin hız kesmeden devam etmesi, iyi geçen turizm sezonu nedeniyle artan turizm gelirleri 2022’nin pozitif yanları oldu.
 
2022’nin sonlarına doğru, 2023’ün ilk yarısında yapılacak seçimlerle ilgili konular ekonomi gündeminin önüne geçmeye başladı. Mevcut ekonomik koşulları göz önünde tuttuğumuzda, seçimlerden sonra iktidarı ve iş dünyasını zor günler bekliyor. Tüm kesimler gibi biz sanayici ve iş insanlarının 2023 için en büyük beklentisi ülkemizin istikrarlı ve öngörülebilir ekonomiye kavuşmasıdır. Bu çerçevede, 2023’de önceliğimiz enflasyonla ciddi ve kararlı bir şekilde mücadele edilmesi. Günü kurtaran düzenlemeler ve politikalar yerine, genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına dayanan politikaların benimsenmesine ihtiyacımız var.
 
Öte yandan, uzun vadeli düşünerek, yüksek teknolojiyi ve katma değeri önceleyen ve ithal girdiyi düşürecek üretimin sürükleyeceği büyümeyi sağlamamız gerekiyor. Ayrıca rekabet gücümüzü artırabilmek için sanayimizin yeşil ve dijital dönüşümünü sağlamalıyız. Tüm bunlar için doğru bir kalkınma ve finansman modeli ile stratejik bir planlama “olmazsa olmaz”.
Ancak bu hedef ve beklentilerin gerçekleşebilmesi, devletin tüm işlemlerinde hukukun
üstünlüğünün tam olarak tesis edildiği, demokrasi ve kuvvetler ayrılığının güçlendirildiği, kurumlara güvenin yeniden tesis edildiği bir iklimin sağlanmasına bağlı.
 
İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt:
“Enflasyonu düşürecek hamleler yapılacağına inanıyoruz”
2022’nin tüm sektörler için sıkıntılı bir yıl olduğu aşikar. Hem küresel hem de ulusal bazdaki sorunlar tüm sektörleri olumsuz etkiledi. Küresel anlamda Rusya Ukrayna Savaşı’nın etkileri çok sert oldu. Rusya’ya karşı yürütülen ambargolar enerji ve gıda tedariği anlamında büyük sorunlara neden oldu. Doğalgaz, petrol ve tahılda dünyanın en önemli ihracatçılarından olan iki ülkenin savaşı tüm dünyada enerji ve gıda enflasyonunu da tetikledi. Ulusal anlamda ise yüksek enflasyon ile yaşadığımız bir yılı geride bırakıyoruz. Yüzde 80’lerin üzerine çıkan enflasyon gıdadan enerjiye, sanayiden tarıma her alanda yüksek fiyat artışlarına sebep oldu. Kısacası sorunlarla dolu bir yılı geride bıraktığımızı söyleyebilirim.
 
2023 yılından umutluyuz, umutlu olmak zorundayız. Öyle kötü bir 2022 geçirdik ki 2023’ün her şekilde iyi olacağına yönelik inancımız güçlü. Küresel sıkı para politikasıyla dünyadaki enflasyonun gerilemeye başlayacağını, buna bağlı olarak başta ABD olmak üzere uygulanan sıkı para politikasının gevşeyeceğini düşünüyorum. Rusya Ukrayna Savaşı’nın 2023 içinde son bulacağına yönelik inancımı ise koruyorum. Ülkemizde seçimler tamamlanacağından göreve kim gelirse gelsin daha yapıcı politikalar ile enflasyonu düşürecek hamleler yapacağına inanıyorum. Bunun etkisini yıl içinde göreceğimizi düşünüyorum.
 
GİFED Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Serter:
“Seçimden sonra enflasyonla mücadeleyi öne alan politika bekliyoruz”
Zorluklarla dolu bir yılı geride bırakıyoruz. Küresel ekonomik aktivitedeki güçlü toparlanma 2021 yılı boyunca devam etmekle beraber ülkeler ve bölgeler arasında toparlanma düzeyinde farklılaşmalar gözlendiğine şahit olduk. Salgınla mücadele olanaklarına erişim, maliye ve para politikalarındaki yaklaşımlar genel iktisadi faaliyetin ülkeler düzeyinde ayrışmasında etkili olurken, arz ve talep dengesizlikleri, hane halkının tüketim kalıplarındaki değişim, başta çip olmak üzere hammadde krizi ve navlun maliyetlerindeki yüksek oranlı artışlar küresel iktisadi faaliyette farklılaşmayı belirginleştirdi. Covid-19 salgınının daha yönetilebilir hale gelmesiyle normalleşen koşullarla birlikte canlanan küresel ekonomide giderek artan bir enflasyon ile karşı karşıya kaldık. Salgın döneminde sağlanan devlet destekleri, gevşek para politikaları, artan likidite ve arz sorunları, küresel düzeyde fiyatlar genel seviyesinin yüksek seyretmesine yol açtı. 2022 yılının başında ortaya çıkan Rusya-Ukrayna Savaşı da toparlanmakta olan küresel ekonomiye darbe vururken, ortaya çıkan enerji krizi ve gıda tedarik sorunları yeni bir yükü omuzlarımıza yüklemiş oldu.
 
Türkiye’ye bakacak olursak enflasyon ile mücadelede dünya ile ayrışan ve dünyada en yüksek enflasyona sahip ülke konumuna eriştik. Tüm dünya faiz artırarak ekonomi biliminin gereklerini yerine getirirken bizim büyüme odaklı düşük faiz politikası enflasyonu neredeyse üç hanelere yaklaştırmış oldu. 2023 yılında seçim ertesi enflasyon ile mücadeleyi öne alan bir politikaya geçiş olması gerektiğine inanıyoruz.
 
 
EGSD Yönetim Kurulu Başkanı Hayati Ertuğrul:
“Yüksek katma değerli ihracat çıkış noktası olabilir”
2022 ilk altı ayda ihracatımızda iyi giden seyir vardı. Yılın son çeyreği hazır giyim ihracatında kayıplar başladı. Geçen yılki ihracatımızı bu yıl aynı dönemde gerçekleştiremedik. Emek yoğun bir sektör. İşçilik maliyetlerimiz yüksek. Yakın coğrafyada yaşanan savaş, enerjiye gelen zamlar, ham madde maliyetlerinin artış, resesyon ve ana pazarın daralması göz önünde bulundurulduğunda maliyet tutturmak zor bir hal aldı. Yaşanan ekonomik dalgalanma ile önemli bir kesim daha az tüketmeye yöneldi ve tüketim önceliklerini değiştirdi. Temel ihtiyaç malzemelerine gelen yüksek zamlar sonrasında 2023 yılı için asgari ücretin yüzde 54 oranında yükselmesi maliyetleri arttıran unsur olarak tek başına düşünülemez. Enerji maliyetlerinin artışı, hammaddeye ulaşımın zor ve pahalı olması sanayiciyi zorlamaktadır.
 
2023 yılında döviz üzerindeki baskının devam edip etmeyeceği konusunda sanayici beklemededir. Birçok zincir marka yeni siparişten ziyade stoklarını eritiyor. Sektörümüzdeki daralma yeni yılda ilk çeyrekte de gözlemlenmeye devam edecektir. Sektörümüzün ihracatının yüzde 70’ini ana pazarımız olan AB ülkelerine olduğu bilinmektedir. Avrupa’ya yakın olma avantajımızı koruyarak, 2023 yılı itibariyle yüksek katma değerli ürünlerin ihracatına yönelmek sanayici için çıkış noktası olabilir.
 
 
KESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mutlu Can Günel:
“2022 çok sıkıntılı bir şekilde kapandı”
2023’e gireceğimiz şu günlerde 2022 yılının sıkıntılı bir şekilde kapandığını söylemek mümkün. Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği jeopolitik riskler, artan enerji ve emtia fiyatları, başta Fed olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının şahin duruşu ve gelişmiş ülkelerde yükselen resesyon endişesi küresel risk iştahını olumsuz etkiledi. Azalan risk iştahı ve sıkılaşan finansal koşullar diğer gelişmekte olan ülkelere benzer şekilde Türkiye’ye yönelik portföy girişlerini azalttı. Yurt içi finansal piyasalarda risk primi, döviz kuru ve tahvil faizi gibi göstergelerde oynaklığı artırdı. Küresel enflasyon ortamına Rusya Ukrayna Savaşı’nın da eklenmesiyle başta enerji olmak üzere birçok alanda yeni sıkıntılar da baş gösterdi.
 
Türkiye, bu süreçte büyümeyi hedef alan enflasyonu kendi haline bırakan ekonomi politikası yürüttü. Bunun etkisiyle hiper enflasyona ulaşarak, tüm dünyadan farklılaştığımızı söylemek gerek. Seçim yılına girdiğimiz 2023 yılında da bu enflasyonist durumun devam edeceğini de görüyoruz. Seçimlerden sonra alınacak sıkı para politikası kararları ile enflasyonun belli bir seviyeye geri çekileceğine inanıyor, tüm ülkemize sağlıklı ve bereketli bir 2023 yılı diliyorum.
 
 
TÜGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Melih Sebastien Durmuş:
“Büyüme odaklı politikalar yüksek enflasyonu getirdi”
Pandemi ile piyasalarda oluşan arz talep dengesizliği, sonrasında ekonomiyi canlandırmaya yönelik uygulanan genişleyici para ve maliye politikaları sonucu küresel düzeyde fiyat istikrarı bozuldu. İktisadi faaliyetin canlanmasıyla birlikte petrol ve emtia fiyatlarındaki hızlı artışlar, tedarik zincirlerindeki aksamalar, taşımacılık maliyetlerinin artmasıyla gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun yüksek bir seyir izlediğini gördük.
 
Uluslararası tarımsal emtia ve gıda fiyatlarındaki yüksek artışlar, enerji başta olmak üzere girdi maliyetlerindeki yükselişler, döviz kuru gelişmeleri, 2022’de gıda enflasyonunu olumsuz etkiledi. Rusya Ukrayna Savaşı’na bağlı olarak enerji enflasyonu uluslararası piyasalardaki gelişmelerin yansıması ile 2022 genelinde geçtiğimiz yıla kıyasla belirgin şekilde yükseldi. Tüm bu ortamda Türkiye’nin bu süreçlerden etkilenmemesi düşünülemezdi, öyle de oldu. Ancak tüm dünya enflasyon ile mücadeleyi birinci önceliği yaparken bizim bunu tercih etmememiz, büyüme odaklı politikalarımız yüksek enflasyon ile sınanmamıza sebep olduğunu da söylemeliyiz. 2023 yılının ikinci çeyreğinde bizi bir seçimin beklediğini de düşünürsek bu enflasyonist ortamın süreceğini görüyoruz. En azından seçimden sonra enflasyon ile mücadelenin ekonomi yönetiminin birinci gündemi olmasını bekliyoruz.
 
EGOD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Torun:
“Enflasyon 2023 yılında da sürecek”
2022 farklı geçti. Elektrikli araçların güçlenmeye başladığını gördük. Mikro çip krizinin, tedarik zincirinde kopuklukların sürdüğünü ifade etmek gerekiyor. Yeni tedarik zinciri kurma fikri konuşulsa da yeni bir zincir kurmak kolay değil. 2023’e baktığımızda ise elektrikleşme geri dönüşü olmayan bir yola girdi, gelişmeye devam edecek. İçten yanmalı motorların kısa vadede kalkmasını beklemiyoruz. 2050’ye kadar devam edecek bir süreçten bahsediyorum.
 
Rusya Ukrayna Savaşı’nın ne zaman biteceğini öngöremiyoruz, bu da bize 2023’te enerji krizinin devam edeceğini gösteriyor. Avrupa’da araç satışında ciddi bir toparlanma var, 3 yıldır gelen otomobil azlığı talebi biriktirdi, bizim sektörümüzde resesyondan bahsedemeyiz. Matrah düzenlenmesi yapıldı, bu sektörümüz açısından olumlu, keşke daha önce yapılsaydı, zira piyasa durmuş vaziyette. Üretici bir ülke olarak vergiler daha mantıklı seviyeye gelmeli.
 
Genel olarak, küresel anlamda enflasyon 2023 yılında da sürecek, Türkiye’de de ciddi bir enflasyon söz konusu. Seçim yılına girdiğimiz bu süreçte yüksek enflasyonun baz etkisi ile bir miktar geri çekileceğini beklesek de enflasyonist ortamın devam edeceğini anlıyoruz.
 
İZİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Betül Sezgin:
“2023 enflasyon ile mücadele ile geçecek”
2022 bir çok anlamda zor bir seneydi. Türkiye, pandemi sonrası yükselen enflasyon ile mücadele eden pek çok ekonominin tersine büyümeyi yüksek tutmayı ve istihdamı korumayı ve artırmayı hedef aldı. Para politikaları bu çerçeveyle uyumlu şekilde oluşturuldu. Faizleri düşürürken çeşitli kamu harcamalarını artırdı, asgari ücrete ara zam yapıldı. Bu ve benzeri politikalarla Türkiye büyümeyi ilk yarıda yüksek, işsizlik oranını yüzde 10 çevresinde tutmayı başardı. 3. çeyrekten başlayarak sanayi üretim endeksine baktığımızda düşen bir tempo gördük. 2022’nin yüzde 5 – 5,5 bir büyümeyle  tamamlanmasını bekliyoruz. 2023 ile seçim yılına giriyoruz. Seçim ekonomisinin reel ekonomideki etkisi malum. Yüksek enflasyon ile seçim ekonomisini birleşince 2023 pahalılık ve enflasyon ile mücadele ederek geçecek.
 
 
EGİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Pınar Kılıç:
“Acı reçete 2023 ikinci yarısında yazılacak”
2022 yılında Türkiye olarak birçok başlıkta mücadele verdik. Bir numarada ise enflasyon olduğunu söylemek gerekiyor. Büyüme odaklı anlayışa bağlı dünyadan farklı olarak faiz indirimine giden ekonomi yönetimi, enflasyon mu büyüme mi sorusuna büyüme diye yanıt verdi. Burada ihracatın büyümesi beklenirken cari açık arttı. Ocak – Eylül döneminde ihracat artışı yüzde 17 iken ithalat artışı yüzde 40,4 oldu. Aynı dönemde TL’nin Dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 25’in üzerinde olduğu halde ithalatın düşmeyip, ihracattan çok daha fazla artması ilk etapta olumlu gibi görünse de baskılanan döviz ihracatçının karlılığının erimesine neden oluyor. 2022 yılında cari açık yüzde 3.5 civarında olacak gibi görünüyor.
 
2023’de seçim yılı olması sebebiyle sıkı para politikalarına ihtiyaç duyan ekonomimizi zor bir sene bekliyor. Ekonomi idaresinin ihtiyaca yönelik tercih yapacağını düşünmüyorum. Seçim ekonomilerinde genişleyen para politikası, seçim sonrası ekstra sıkı para politikası uygulanmasına alışığız. Ayrıca baz etkisi ile düşen enflasyon, seçimden sonra yükselen enflasyon gerçeği önümüzde duruyor. Seçimden sonra gelecek iktidarın bu gerçeklikle mücadeleyi tercih edeceğini, acı reçetenin 2023 2. yarıda yazılacağını öngörüyorum.
 
 
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Senem Kılıç:
“Türkiye 2023’te yerel ekonomiler açısından avantajlı durumda”
Ekonomi açısından 2022’nin hem küresel hem ulusal anlamda sıkıntılı geçtiği bir gerçek. Pandeminin yarattığı tahribatın etkileri sürerken çip krizinden tutun, tedarik sorunlarına kadar bir çok küresel problem sürüyor. Tüm bunlara ek olarak başta ABD olmak üzere küresel enflasyon ile mücadele anlamında uygulanan sıkı para politikaları, likidite sorunlarını da beraberinde getiriyor. Tüm bu gelişmelere paralel Türkiye büyüme ve istihdam odaklı politikaları faiz indirimi ile enflasyonu fazlasıyla arttırmış durumda. Ancak bütçe açığı, cari açık ve üretimdeki yavaşlama, 2023 yılında da bizi zorlu bir dönemin beklediğini gösteriyor.
 
Daha çok tüketime dayalı olsa da dünya ortalamasına göre yüksek bir büyüme oranı yakalayacak olsak da, baz etkisiyle yılın ilk yarısında hızla gerileyecek enflasyonun seçim sonrasında aynı hızla yükselecek olması da bir risk oluşturuyor. Denetimden çıkmaya yatkın bir bütçe yapısı ve üretimin ithalata bağımlı yapısı nedeniyle kur artışına karşılık düşürülemeyen bir cari denge 2023 yılında da son derecede yüksek risklere sahip bir ekonomik yapının bizi beklediğini görüyoruz. Her şeye rağmen bu parametreler ışığında 2023 yılında dünyadaki tedarik zincirindeki bozulmanın ve parasal sıkışıklığın gölgesinde Türkiye yerel ekonomiler açısından kendi bölgesinde avantajı bir durumda. Büyüyeceği görülen bir ülkeyiz. Bu fırsatı ülkemizde hem kanun yapıcı ve düzenleyici kurumlar hem de sanayicilerin iyi değerlendirmesi gerektiğini düşünüyoruz.
 
 
İzmir Yeminli Mali Müşavirler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Zengin:
“Seçim yılı 2023’te enflasyon sürecek”
2022 yılı pandeminin yaralarının sarılacağı bir yıl olması beklenirken, küresel anlamda pandeminin tam anlamıyla sonlanmaması, Çin’de yeni vakaların artışı, tedarik zincirindeki problemlerin devam etmesi, çip krizinin bir türlü aşılamaması 2022 yılını da sorunlarla dolu bir yıl haline getirdi. Tüm bunlara rağmen ekonomilerde bir iyileşme beklenirken meydana gelen Rusya Ukrayna Savaşı başta enerji ve gıda olmak üzere bir çok problemi de beraberinde getirdi. Buna ABD Merkez Bankası FED’in faiz artışlarına başlayarak sıkı para politikasını tercih etmesi, enflasyon ile mücadelede elini güçlü tutmak istemesi küresel anlamda likiditeye ulaşmada problemleri artırdı. Tüm bu küresel gelişmeler ışığında Türkiye’nin enflasyon ile mücadelede dünyadan ayrışması, enflasyon mu büyüme mi sorusuna büyüme tercihinde bulunması, doğal olarak büyümeyi pozitif yönde etkilerken Türkiye’yi dünyada en yüksek enflasyona sahip ülkeler arasına soktu.  Tüm dünya ekonomilerinde enflasyon sorunu yaşanıyor, ancak ülkemizde bu sorun kat kat daha üst seviyelerde seyrediyor. 2023 yılının seçim yılı olması bu sürecin bir süre daha devam edeceğini gösteriyor. Özelde asgari ücrete yapılan artışın kısa zamanda erimemesini ve genelde fiyatların dengeye oturmasını istiyorsak enflasyon ile mücadeleyi öncelleyen bir ekonomi politikasına geçmek şart olmuştur. Ancak seçim süreçlerinde enflasyonla mücadele politikalarının uygulanmayacağı da bilinen ve beklenen bir durumdur. Bu şartlarda seçimlerden sonra enflasyon ile mücadele tedbirlerinin yürürlüğe konulacağını  tahmin ediyor, 2023 yılının her anlamda 2022 yılından iyi olmasını diliyorum.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
“İhtiyaç kredilerinin yerini kredi kartları aldı”
“İhtiyaç kredilerinin yerini kredi kartları aldı”
‘Yazmaktan ve çizmekten asla vazgeçmeyin’
‘Yazmaktan ve çizmekten asla vazgeçmeyin’