Roman, orta yaşlı Amerikalı bir hemşirenin, Çeşme–Ilıca’da kemancı büyükdedesinin köklerini arayışıyla başlıyor. Hikâye ilerledikçe, Mısırlı Tosun Paşa ile Sakızlı Pavlos’un yolları, Yıldızburnu
Olaylar, Osmanlı İmparatorluğu’nun 19. yüzyıldaki egemenliği döneminde gelişirken, bölgenin sosyo-kültürel yapısına da ışık tutuyor. Anlatı, Hotel Constantinople’ın açılışıyla yeni bir döneme giriyor ve Eylül 1922 sonrasında, okura “keşke bitmese” dedirten bir finalle tamamlanıyor.
Culum’un “Kemancının Oteli” romanı, Çeşme–Ilıca sahilinde yer alan, eski adıyla “İstanbul Oteli” olarak bilinen, bugün hâlâ tüm ihtişamıyla ayakta duran tarihi binanın büyük ölçüde yaşanmış öyküsünü konu alıyor.
Yazarlıkta çeyrek asrı geride bırakan Mehmet Culum, yeni romanında yine yöresel detaylarla bezeli tarihsel bir kurgu sunuyor. Culum, “Kemancının Oteli” ile hem Ege’nin geçmişine dair izler sürüyor hem de okurlarına nostaljik bir zaman yolculuğu vaat ediyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: