Saraylar Saltanatlar Çöker

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinin, Türkiye'yi siyasi denetime kararı alması ile ilgili açıklama yapan CHP İzmir Milletvekili yapan Tacettin Bayır, ‘’Türkiye’nin Avrupa Birliği hayali tarihe karıştı. Türkiye Cumhuriyeti, 13 yıl geriye savrulmuştur’’ diyerek, bu kararın referandumun ardından, AKP’nin, ikinci büyük yenilgisi olduğunu belirtti.

AKP İKTİDARINDA YENİLGİLERİN ARDI ARKASI KESİLMİYOR

AKPM’nin kararından sonra, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanların verdikleri, ‘İstedikleri kadar böyle bir karar almış olsunlar, bizi bağlamaz” şeklindeki cevapları üzerinden iktidarı eleştiren Bayır, ‘’Ne diyorlardı? ‘Avrupa ülkelerine vize kalkıyor. Hazırla bavulunu, koy cebine biletini, ver elini Avrupa’ yıllarca kendilerine inanan vatandaşlarımızı bomboş vaatlerle kandırdılar. ‘Ey Avrupa, Ey Faşistler‘ naraları atılarak, gelinen durum ortadadır.  Bu süreç 15 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’ne verdikleri zararın acı bir tablosudur. 15 yıldır ‘Avrupa vaatleriyle’ halkın gözünü boyayan AKP iktidarında yenilgilerin ardı arkası kesilmiyor. Bu durum, Referandumun ardından AKP iktidarının aldığı ikinci büyük yenilgidir. AB’nin her kararını doğru olarak kabul etmek tabi ki de yanlıştır. Ülkemiz bu noktaya nasıl geldi? Bu süreci doğru okumak gerekir. Darbe girişimi, hemen ertesinde yaşanan OHAL, apar topar değiştirilmek istenen Anayasa, referandum, arkasından gelen mühürsüz oy pusulaları, AGİT raporu, Türkiye’yi maalesef kötü bir kararla karşı karşıya getirdi.‘’ dedi.

%51 HAYIR ÇIKSAYDI REFERANDUM YSK TARAFINDAN İPTAL EDİLİRDİ

İktidarı eleştirmeye devam eden Bayır şunları söyledi. ’’Referandumda, sandıklardan yüz binlerce mühürsüz ve damgasız oy çıktı. İlgili yasalar uyarınca referandumun iptal edilmesini gerekiyordu. Fakat Yandaş Seçim Kurulu (YSK) bütün iptal istemlerini reddetti. Bunun tam tersi olsaydı, geçersiz oy pusularıyla birlikte sandıklardan %51 Hayır çıksaydı, bu referandum YSK tarafından iptal edilirdi. Kendilerinden başka hiç kimsenin konuşmasına, toplantı yapmasına, fikirlerini özgürce ifade etmesine izin vermediler. Gazetecilerimiz halen demir parmaklıklar ardında. Yargı ve adalet makamlarını önce cemaatle, sonra da adamlarıyla doldurdular. Medyanın büyük çoğunluğunu teslim alıp, susturdular. Bütün hak ve özgürlükler kısıtlandılar. Dini sömürülerle, insanların maneviyatlarını kullandılar. İnsanları fakirliğe muhtaç hale getirip, sosyal yardım karşılığında oy topladılar. Ekonomiyi batık duruma, borçları dayanılmaz noktaya getirdiler. En acı tabloda ülkemiz aylardır, OHAL ile yönetiyorlar. Dış politika iflas etti. Bütün komşularımızla, bütün ülkelerle papaz olduk, tek bir dostumuz kalmadı. Kendi ayaklarına kurşun sıkarlarken, bu vatan topraklarında yaşayan halkın, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceklerini de yok etmeye devam ediyorlar.’’

Bayır, sözlerini şair Adnan Yücel’in şiirinden aldığı, içinde bulunduğumuz karanlık tabloya ışık tutar nitelikteki mısraları ile bitirdi. ’’Saraylar saltanatlar çöker. Kan susar bir gün zulüm biter. Menekşeler de açılır üstümüzde leylaklarda güler. Bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır bir de yarınlar için direnenler.’’