“Suyu siyasete ve ticarete alet edecekler!”
İzmir Milletvekili Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır; “Sulama Birlikleri çiftçimizin, üreticimizin doğrudan yönetime katılım süreçleridir. Bırakınız çiftçimiz kendi kullandığı suyun sahibi olsun, onu yönetsin, parasını ödesin, siz destek verin, devlet olarak el verin. Siz bu birliklerin sorunlarını çözün.”
Yayınlanma :
06.04.2018 10:15
Güncelleme :
06.04.2018 10:15


“KAYYUM ATAMALARINI HATIRLATIYOR”
Meclis’te Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda görüşmeleri tamamlanan Torba Kanun Tasarısının 48. Madde üzerine görüşmelerinde söz alan Sındır; “Getirilen Tasarı’da üreticiyi, çiftçiyi bir araya getirip ortak karar alma mekanizması nerede? Birlik meclislerini kaldırıyorsunuz, yönetim kurulunu kaldırıyorsunuz, çalışan personeli kaldırıyorsunuz. Bunun yerine tepeden inme bir memur atamasını getiriyorsunuz. Bu, katılımcı demokratik yönetim anlayışındaki sulama birliklerini yok eden, ortadan kaldıran, bunun yerine otokratik, bir tek adam yönetimini birliklere dayatan bir düzenlemedir. Bu durum belediyelerde yaptığınız kayyum atamalarını hatırlatıyor. Atanan, siyasi vesayet altına girmiş olan bir başkan ve siyasi müdahalelerle birliği, suyu siyasete ve ticarete alet edecektir. Bu kabul edilemez” dedi.
“YENİ LİBERAL POLİTİKALARIN DAYATMASI”
Sulama birliklerinde değişiklik getiren bu düzenlemenin, yeni liberal politikaların Türkiye'ye dayattığı, özelleştirme uygulamalarının devamı olduğunu belirten CHP’li Sındır Konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Sulama birliklerinde değişiklik getiren bu düzenlemenin, yeni liberal politikaların Türkiye'ye dayattığı özelleştirme uygulamalarının bir aşamasıdır. Bu anlamda suyun özelleştirilmesi ki Dünya Bankası bu konuda çok kredi vermiştir, dünyanın birçok ülkesinde bu suyu önce devletin üzerine alıp onun üzerinden ticarileştirilmesinin önü açılmıştır. Aynı sürece ülkemizde fırsat vermeyelim. Suyun ticari bir meta haline dönüşmesine alet olmayalım. Demokrasiyi sadece Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Meclis seçimlerinde sandığa oy kullanma iradesi olarak görmeyelim. İşte tam bu noktada sulama birlikleri üreticimizin, çiftçimizin, tarımın kendi içindeki demokratik kurullarıdır. Bundan vazgeçmeyelim.”
“SU LÜTUF DEĞİL BİR HAKTIR!”
Suyun bir lütuf olmadığını temel bir hak olduğunu ve bu anlamda da adil paylaşılması gerektiğini ifade eden Kamil Okyay Sındır; “Toprak işleyenin su kullananın olmalıdır. Oysa getirdiğiniz bu düzenleme suyu hak olmaktan bir lütufa indirgemektedir. Devletin çiftçiye vereceği bir lütuf. Çiftçiden boyun eğmesi bekleniyor. İşte esas siyasi müdahale burada söz konusu olacak. Gücü olmayan küçük üreticileri sudan mahrum bırakırken, parası olan zengin toprak sahipleri ise ‘parasını bastırır suyumu alırım’ diyecek. Nerede adalet, nerede hakkaniyet, nerede eşitlik? Bunun adı tekrar söylüyorum otokratik tek adam yönetim anlayışıdır” dedi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: