Türkiye’de İlk Kez  Halk Müziği Çalışmalarını Halkevleri Başlattı

Ege’de “Resmi Müzik Eğitim Kurumları Dışında Yürütülmüş Olan Türk Halk Müziği Çalışma Ve Araştırmalar” tartışıldı

Ege Üniversitesi Devlet Türk Musıkisi  Konservatuvarı Konferans Salonu’nda  “Resmi Müzik Kurumları Dışında  Yürütülmüş Olan Türk Halk Müziği ve Araştırmaları” konulu  panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Yard. Doç. Dr. Gökhan Ekim’in yaptığı  panele öğrenci ve sanat  severlerin ilgisi büyüktü.

Panelde Prof. Dr. Zeki Büyükyıldız, Doç. Dr. Cenk Güray ve Öğretim Görevlisi İhsan Öztürk konuşmacı olarak  yer aldı .

Müziğin gelişimi için halk bilimi araştırmalarının öneminden bahseden      Doç. Dr. Güray, öğrenciliğim sırasında sosyoloji gruplarından ekiplerin kurulduğunu  1990 yılında bazı gruplara ödüllerin verildiğini dile   getirdi.Doç. Dr. Cenk Güray, “ Bunlar daha çok üniversitelerde oluşturulan müzik grupları ya da müziğe gönül verenlerin oluşturdukları korolar olmuştur. 50 yıldan beri bu alanda çalışmalar yapılmaktadır” dedi.

MÜZİKTE YENİLİKÇİ HAREKET

Doç. Dr. Cenk Güray,  “Yenilikçi hareket klasik  Türk müziği sazlarıyla yöresel halk müziğini birleştirmeye yönelik çalışmaların üniversitelerdeki müzik topluluklarında  görmek mümkündür. Günümüzde bu topluluklar halk müzik topluluğunun gelişimini kendi içlerinden çıkardıkları sanatçılar tarafından sağlamaktadır. Boğaziçi Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin ortaklaşa  başlattığı çalışmada geleneksel müzik ile popüler müzik  birleştirildi. Yapılan bu sentez ile Anadolu’daki  kültürel çeşitliliği yenilikçi anlayışla güncel hayata kazandırdılar” dedi.

 MÜZİKTE HALKEVLERİNİN ÖNEMİ

Halkevlerinin  kuruluşundan söz eden Öğretim Görevlisi Öztürk, “Türkiye’de ilk kez  halk müziği çalışmalarını halkevleri başlatmıştır. İlk koro çalışmaları da 1958-59 yıllarında buralarda başladı. Halkevleri müziğin dışında 272 bin kişiye okuma yazma öğretti ve Halkevleri Korosu  Muzaffer Sarısözen tarafından  kuruldu. Çeşitli siyasi nedenlerden dolayı   bazı dönemlerde kapatılmıştır. Bu  durumun bir devlet politikası haline getirilmesi ve devletten gereken desteğin gösterilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Öztürk, “ Bağlama çalmak, bir zamanlar kroluğun simgesi gibi görülüyordu, fakat günümüzde bu algının kırıldığını birçok kişinin bağlama çalması hatta kızların da bağlama çalmasına seviniyorum” dedi. Kendi kurmuş olduğu  koronun çalışmalarından da bahseden, Öztürk  bu koroların kurulması ve kültürümüzün devam etmesine katkı sağlaması gerektiğini savundu.

TÜRK FOLKLOR KURUMU’NUN  BÜYÜK SIÇRAYIŞI

Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde  görev yaptığını ifade eden Prof. Dr. Zeki Büyükyıldız ,  “1969 yılında Türk Folklor Kurumu’na katıldım ve birçok önemli sanatçıyla birlikte çalıştım. Fransa’da 1978 yılında yapılan 33.Dijon Üzüm Festivali’ne İstanbul Radyosu’ndan üç saz  üç ses olarak katıldık. Folklor Kurumu bu Dijon Üzüm Festival’iyle birlikte büyük bir sıçrama yaptı. Bunun dışında katıldığımız etkinliklerde yöresel kıyafetler giyerek  katıldık ”dedi.

Konuşmasını Fethiyeli saz ustası  Ramazan Güngör’le bitiren Prof. Dr. Büyükyıldız “ Ölmeden önce yanına gidemediğimden dolayı içim sızlıyor,  bugün ölüm yıl dönemi  onun için çok üzüntü duyuyorum” dedi