Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Bilim Kafe Sohbetleri’nde İzmir ve Türkiye genelindeki fay hatlarına ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Sözbilir, Türkiye’de 1975-1995 döneminde zemin etütlerinin yeterince yapılmadan bina inşa edildiğini hatırlatarak, mevcut yapı stokunun depreme karşı zayıf olduğunu ifade etti.
Sözbilir, “99 depreminden sonra çok sayıda yıkıcı deprem yaşadık. O tarihten bu yana birçok parametre yasal olarak revize edildi. Muhtemelen bu yılın sonunda Türkiye’de yeni bina yönetmeliği yayımlanacak. Buna ihtiyacımız var çünkü yapı stokumuz depreme çok dayanıksız. Fay envanterimiz de sürekli güncelleniyor. 2013’te 485 fay sayısına ulaşıldı. Muhtemelen yıl sonunda yeni sayı ve güncel risk haritası açıklanacak” dedi.
“İzmir’de 17 aktif fay var, yakın zamanda deprem master planı geliyor”
İzmir’de 2000 yılında hazırlanan ilk deprem master planının güncelliğini yitirdiğini vurgulayan Sözbilir, “Son 25 yılda oluşan yapı stoku planda yok. Bu nedenle bilimsellik açısından yeterli değil. Yeni plan çok yakında tamamlanacak. Deprem olduğunda nerelerin nasıl etkileneceğine dair bütün veriler hazır hale geliyor” diye konuştu. Sözbilir, İzmir’de bulunan 13 fayın deprem üretme zamanına ilişkin çalışmaların tamamlandığını belirterek şunları söyledi:
“1999’a kadar zeminin sağlam mı çürük mü olduğuna bakmadan yapı yapıyorduk. Şimdi nerelerin riskli olduğunu biliyoruz. Deprem olduğu anda daha veriye dayalı konuşuyoruz. Ama bir sürü kişi uzman olmadığı halde sürekli yorum yapıyor. Televizyonda akşama kadar konuşacak vaktimiz yok. Bilim dışı yorumlar bilgi kirliliği yaratıyor.”
“Karşıyaka’yı boşaltın demek bilimsel değil”
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’ın sosyal medyada “oturmayın, kiraya tutmayın” diyerek bazı ilçe ve bölgeleri hedef alan açıklamalarına isim vermeden tepki gösteren Sözbilir, şu ifadeleri kullandı:
“Karşıyaka’yı boşaltın, Yamanlar’dan çıkın diyorlar. Böyle bir şey yok. Bostanlı’yı niye boşaltalım? Bizim bir yapı stokumuz var, o stok depremde nasıl etkilenir onu konuşmamız lazım. Bilimsel verisi olmayan kişiler konuşuyor. Şu anda bilim konuşuyor. Bu çok önemli. Bu konuda çalışmayan insanların yorum yapmaması lazım.”
“İzmir’in her yanında fay var, 21 fay hattı kayıtlı”
Sözbilir, kentin fay yoğunluğunu şöyle özetledi:
“Bizdeki faylar sadece bir bölgeye sıkışmış değil, İzmir’in her yanında. 17 aktif fay var. Aktif olmayanları da eklediğimizde sayı 21’e çıkıyor. Denizli hattıyla birlikte 40’a yakın fayın tetiklenme ihtimali var. Ölü fay stres değişirse yeniden çalışabilir. Her türlü parametreyi birlikte konuştuğumuzda sağlıklı sonuç alırız. Onun dışında yapılan açıklamalar CİMER’lik.”
“Tek yasak, fayın üstüne bina yapmak”
Prof. Dr. Sözbilir, deprem sonrası yapılan resmi incelemelerde devletin kendilerinden rapor istediğini belirterek şunları söyledi:
“Her depremden sonra devlet bizi çağırır, fikrimizi sorar. Şu anki teknolojiyle teknik standartlar sağlandığı sürece her yere ev yapılabilir. Bataklık da olsa olur; tek yasak, fayın tam üstüne yapı yapamazsınız. İYTE fay hattının üzerinde oturuyor, bu normalde kabul edilemez bir şey. Üniversiteler gençlerin bulunduğu alanlar, onları riske atamazsınız.”
Sözbilir ayrıca İzmir’de en riskli fayın İzmir fayı olduğunu vurgulayarak, “Bu fay çalışırsa 25-30 bin can kaybı olabilir ama kısa vadede büyük deprem beklemiyoruz. Şu anda en tehlikeli fay Tuzla fayı; deprem üretme zamanı geldi” dedi.
“Büyüklük başka, şiddet başka”
Kamuoyunda sıkça karıştırılan iki kavrama da açıklık getiren Sözbilir, “Bir depremin büyüklüğü açığa çıkan enerjinin ölçüsüdür. Şiddet ise depremin meydana getirdiği hasarın ve can kaybının ölçüsüdür. Büyüklük tek bir değerken, şiddet bölgeden bölgeye değişir. Yapıların dayanım seviyesine bağlıdır.” açıklamasını yaptı.
Yorumlar
Kalan Karakter: