EKOTEPİK
Yayınlanma :
29.08.2015 16:18
Güncelleme
: 29.08.2015 16:18
Dünyamızın ayağına basmanın ötesinde, itekleyip darp
ediyoruz.Kirletmediğimiz yeri kalmadı; pislik atık soysuzluk üretiyoruz.
Silkelense atın üstündekiler gibi yıkılacağız. Kendi aramızda söyler dururuz:
“sabrın da sonu vardır!” Bize bunu kim öğretti dersiniz? Kim olacak;
koynunda annelerimiz ve babalarımızla beslenip yaşadığımız dünya.
Odak
An lardan beslenip, başka zamanlara seyirtmek neyin nesi? Soluk alıyoruz.
veriyoruz; nefes alırken veremeyiz;sistemimiz buna kapalı.Fakat
zihnimiz,yani anılarımızın oyun sahası bu konuda kısıtsız serbet bırakılmış.
An ın anılarla yozlaşması; anın sağından, solundan, önünden, arkasından
aralnamalar yanaşmalar, yanaşıklık; beraberce “yanaşanla”, kolkola an dan
çıkıp gitmeler..
Karl Marks ın “doğduğun yerde değil, doyduğun yerlisin,” uyarısı
önemsenmeli. Doyduğumuz yer, an ın içidir. Ağzımıza götürdüğümüz
lokmadan, kendimizi ne kadar uzaklaştırırsak, o kadar lezzen uzaklaşır,
açlığa, israfa , obeziteye düşeriz. Somut olarak yaşadığımız tek bir zaman
vardır; o da an dır. Diğerleri, geçmiş ve türevleridir. Geçmişin sadeliği
yoktur; daima binbir olasılığını kuşanır. Sadeliği, yalınlığı, basitliği
deneyimlemek istiyorsanız; an da kalmalısınız. Kolay değil elbet; an ın
dışındaki her türlü kuşanmışlık, sizi an a kaptırmamak için yine sizin içinizde
ki “işbirlikçilerle” karşı savaş verecektir.
Mucize mi istiyorsunuz?! Nebi, resul, ermiş, veli; usta, keşiş, sifu...olmayı
beklemeyin. Güç elimizde; anılarınızda değil an da kalın! O zaman hepsi
olduğunuzu hali yaşayın; damlalara saygı duyduğunuzda yağmur mübarek
olur.
Bir yerde dururken, başka yerlerde olmak; birisiyle beraber olurken diğerini
düşlemek; çifte vatandaşlık; işbirlikçi, ajan, münafık;
kaypak,dolandırıcı,yalancı; poligami, pagan...bitmez, bitmeyecek.
Farkındalık
Sanskritçe karşılığı smrti olanbatıda mindfulness olarak kullanılan sözcük,
Türkçede çoğunlukla “farkındalık” olarak çevrilir.İngilizce bazı kaynaklarda
awareness olarak geçer.
Farkındalık, Budist pratiğin temel taşıdır. Farkındalık, düşünce ve
duygularımızı katmadan, anhaliz etmeden, zihnimizin yerine, duyumun
toplamı sezgilerimizle, çevremizde olan biteni her şeyi, her varlığı,her olguyu
kendi duygularımız ve halimizi olduğu gibi Kabul ederek, bulunduğumuz
ana odaklanmak o anın tecrübesinin bilinci olmaktır.
Farakındalığın çanları bizi çağırıyor. Uyandırımaya çalışıyor, gezegenimize
yaptıklarımıza dikkatle bakmamızı tembihliyor.Duymuyor musunuz?!Bütün
dünyada seller,kuraklık,büyük orman yangınları yaşıyoruz.
Kuzey buz denizinde buzlar eriyor; tayfunlar, sıcak hava dalgaları binlerce
insanı öldürüyor. Ormanlar hızla yok oluyor,çöller büyüyor, canlı türleri her
geçen gün tükeniyor. Biz hala çanları duymayıp tüketmeye devam ediyoruz.
Biliyoruz yeşil gezegenimiz tehlikede; diğer canlıların kaderi de bize
bağlı.Uyurgezer gibiyiz. Uyanıp uyanmamak toprak ananın üzerinde
farkındalıkla yaşamamıza bağlı. Postacı değil ki kapıyı iki kere çalsın; sökün
başladı; “temettüsünü” almadan durmayacak!!..
Gelişme adına yaptığımız şudur Dünyamızı öfke patlamasına kışkırtmayı
sürdürüyoruz. Biz binbir teori ile cennet hedefli tünel kazarken; evrenin
gücünü arkasına almış dünyanın gücüne böyle zamanlarda tabi olmanın, en
kestirme yol olduğuna inanan üstad Thich Hanh, farkındalığın beş
öğretisini, “temettü” dışı yaşamımız için angajesiz nasiplilerle paylaşıyor.
Ekoloji sutrası
1Yaşama kastetmenin getirdiği acının farkında olarak, iyilik, şefkatle
insanların, hayvanların, bitkilerin; taşın,toprağınyaşamını korumanın yollarını
öğrenmeye niyetliyim. Öldürmemeye, diğerinin öldürülmesine izin
vermemeye, düşüncemle,yaşam biçimimle cana kastetmeden hiç bir eylemi
desteklememeye kararlıyım (bırak özün gibi o da kendini toparlasın ozr).
2Haksız çıkar sağlamanın, sosyal adaletsizliğin;çalmanın, zulmün yol açtığı
acının farkında olarak, şevkat ve sevgiyi yeşertmeye; insanların,
havyvanların, bitkilerin, taşın, toprağın, bitkinin iyiliği için çalışmanın yollarını
öğrenmeye niyetliyim.
Cömert olacağım;zamanımı,enerjimi,maddi kaynaklarımı ihtiyacı olanlarla
paylaşacağım.Çalmayacağım, başkalarına ait olan hiçbir şeye göz
dikmeyeceğim.Başkalarının malına mülküne saygı
duyacağım,insanların,dünya üzerindeki diğer canlıların çektiği çileye rağmen
elde edilen kara göz yummayacağım.
3Cinsel suistimal nedeniyle çekilen acının farkında olarak; bireylerin,
çiftlerin, ailelerin, toplumun güvenliğini, onurunu korumanın yollarını
öğrenmeye, bu sorumluluğu yerine getirmek için çalışmaya niyetliyim.
Sevgi olmadan, uzun vadeli sorumluluk almadan;bir cinsel ilişkiye
girmemeye kararlıyşım.Kendimin, başkalarının mutluluğunu gözetmek için
kendimin, başkalarının sorumluluğuna saygı göstereceğim. Çocukları cinsel
suistimalden korumak ,çiftleri, aileleri bu yüzden parçalanmaktan korumak
için elimden geleni yapacağım.
4 Şuursuzca konuşmanın,başkalarını dinlemeyi bilmemenin yol açtığı
acıların farkında olarak; etrafımdakilere mutluluk, neşe sunmak ,onların
acılarını hafifletmek için sevgiyle konuşmaya,tüm dikkatimle dinlemeye
niyetliyim.
Sözcüklerin mutluluk ya da acı yaratabileceğini bilerek; doğrulukla,
cesaret,neşe, mutluluk telkin eden sözcüklerle konuşmaya kararlıyım.
Kesin olmayan haberleri yaymayacağım,emin olmadığım şeyleri eleştirip
kınamayacağım.Bölücü,nifak yaratıcı,aileleri,toplullukları parçalayıcı sözler
sarf etmekten kaçınacağım.Ne kadar küçük olursa olsun, uzlaşmaya ,
çatışmaları çözmeye yönelik çaba göstermeye kararlıyım.
5Şuursuz tüketimin neden olduğu acının farkında olarak; kendim,
ailem,içinde yaşadığım toplumun bedensel, zihinsel sağlığını,farkındalıkla
yiyip, içerek, tüketerek gözeteceğim.
Sadece kendi bedenimde, bilincimde; ailemin toplumun ortak bedeninde,
bilincinde; barışı, iyiliği, huzuru koruyan şeyleri tüketeceğim.
Alkol, diğer sarhoş edici şeyleri kullanmamaya , bedenim,zihnim için zehir
içeren içeren zararalı yiyeceklerden,bazı tv
programlarından,dergilerden,kitaplardan, filmlerden, konuşmalardan uzak
durmaya kararlıyım.
Bu zehirlerle bedenime, zihnime zarar vererek; atalarıma,aileme, topluma,
,gelecek kuşaklara ihanet edeceğimin farkındayım. Uyguladığım diyetle,
kendi içimdeki, toplumdaki şiddeti, korkuyu, öfkeyi,kargaşayı dönüştürmek
için gayret edeceğim. Doğru bir diyetin, kendini, toplumu dönüştürmek için
hayati önemli olduğunu anlıyorum.
Ne dersiniz? İşit, daiş, pkk, kızıl kimmerler; bürokratlar, bütün kamusal ve
yer altı etiketliler... bu temrinleri günlük ölçeklerle kendi sesleriyle
kulaklarına duyursalar dünyanın gelmekte olan öfkesi azalır mı? Bence,
onları beklemeden bizler hemen başlamalıyız.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: