KADİM ŞEHİRDE İDAREYİ MASLAHATÇILIK
Başlarken şehirle ilgili dört evrensel ilkeyi paylaşayım.
Yayınlanma :
07.08.2015 16:34
Güncelleme
: 07.08.2015 16:37
Şehirler, devletlerin yüzüdür.
Şehirler, halkın umudunun aynasıdır..
Şehirler, devletlerin milletine bakışının en somut ifadesidir.
Şehirler, çoğulculuğun er meydanıdır.
Çoğulculuğun arenası
Şehir yaşamı demokrasinin turnusoludur. tahammül, hoşgörü, geliştirici olgunluk; farklı yaşam, üretim, inanç tercihlerinin esinlikli biraradalığı… Bunları öngören bunlar için yol ön açan şehircilik büyük vizyonların üretim kaynağı olabilir. Öyle bomboş meydanlar değil, medeniyetlerin , doğanın sökün ettiği tabloit olduğu suyun ağacın yeşilin gürleştiği meydanlar, gürleşmek isteyen gençlere, bireylere umut verebilir.
Yoksa dört yılda okullara konulan seçim sandıkları değildir demokrasi. Yaşamın her alanında, her noktasında; içindekini, binlerce yıllık deneyimiyle yüzleştirip geliştirici tutumdur demokrasi. Bu bağlamda belediyeler, vatandaşların devletlerini hizmete alıştırdığı, eder kıldığı; evlerine indirgediği yerlerdir, yerler olmalıdır.
Belediye hizmetlerinde ilerlemeyi teşvik etmek
Bu tür işlerin bilgi akışı sizi daha da etkili kılacağına inanıyorum. Geçen hafta büyük şehir kanalizasyon idaresine ruhsat kanalizasyon ödemesi için bir arkadaşım ile gittik. Birinci kat ikinci kat, elektronik sıra alma, banko önünde durmayınız yazılı işaretleri.. Aşağıda veznede yani belediyeyi vatandaşın beslediği yerde; koca büyük şehir belediyesinin veznesi bir kişi bakıyor. ses çıkaran yok. Çalışanlar hayatından memnun, bazısı iş yapıyor, bazısı bilgisayarıyla gezinti..
yetkili sordum:
- bunca insan ayakta dikiliyor; hem de para vermek için; çoğu insan sakince oturduğu rahat masasında bunu izliyor. bir veznedar neredeyse başını kaldırmadan hesap yapıp para alıyor ; yanındakiler aheste oturuyor. Bankolarda hizmeti numara çağrıya bağlamışsınız; veznede vatandaş ayakta dikiliyor. İzmir’e izmirliye bu yakışır mı?!
Tuhaf tuhaf baktılar;
- Biz ilgili değiliz; sesini yükseltme dediler; huzuru bozma dediler.
- Görmüyor musunuz allah aşkına!? Bir saat vezne önünde duruyoruz. Eksiklik için geri çevrilenler, geri dönüşlerinde sırada bekleyenlerle atışıyor. Çünkü veznede tek para alınmıyor; çeşitli bilgi girişleri yapılıyor. Veznedar sıkılmış ama mecbur.
- Şikayet edince hepsi ayaklandı;
- Lütfen sessiz olun! gidin dilekçe verin..
- İkinci katta lojistik bölümüne gidin orası ilgileniyor... ardından işaret almış güvenlik memurları geliyor.
- Gürültü yapıyorsunuz. saat 12 olunca hepinizi dışarıya çıkaracağız; sonra sıranızı kaybedeceksiniz. dakika beklemeyiz... diye yavuz hırsız tehtitini açıkça yaptılar… ve öğle saati 12 de vezne önünde bekleyenleri çıkardılar; kemirici bankalar kadar olamadılar...
İzmir yanıyor;
Asfalt tandır gibi ısı artırıyor. araçlar, bitmeyen korna sesleri. Ekzoz gazları.. bitmedi; arabaların klima ısıları, alsancak ta set halindeki apartmanların kilma ısısı... Gölge arasan bulamazsın. ne duraklarda, ne de yol kenarında.. bazı kişiler direk levhalarının gölgesini siperlemiş şükür ediyor. Sıcaklarda izmir de yürümek yaşamak cehennem ızdırabı.. Kemaraltında esnaf file tente çaresini bulmuş. yangın tehlikesi var ama yanmaktan iyi diye düşünüyorlar. Altından geçen vatandaş şükür diyor.
Aziz Kocaoğlu’nun sırık palmiye tutkusu;
Büyük Şehir Belediyesi, İzmirliye hala gölgelikli ağaçları reva görmüyor. Oysa iklim ne kadar kutuplaştı. Sıcaklar son 40 yılda olmayacak şekilde yüksek oranda aralıksız haftalarca sürüyor. Hala on on beş metrelik tepesinde kendini dahi gölgeleyemeyen, 19 ncu yüzyıl fabrika bacası gibi ağaçları aralıklı dikmeyi marifet sayıyorlar. Ankara asfaltı yol ayrımına, boydan boya dikmeye başladılar; hizmet devam ediyor" diye levhalar eşliğinde. Rahmetli Piriştina seçmiş ya!? mutlaka doğrudur!? diye düşünüyor olmalılar.
Kuzey Afrika’da sırık palmiyeler, sık oldukları zaman işe yarıyor; vaha, dinlenme alanı oluştururlar. Ayrıca temizleyici özelliği düşüktür. Perde emici özelliği hiç yok. Sık şehir yapılanmasında yeşil adına kifayetsizliği gün gibi ortada. Üstüne çöl anıştırıcısı...
Günümüz dünyasında öne çıkmış şehirler insanlık tarihinin aynasıdır.
Dünya şehirleri, hem tarihini, içinde yaşamış eski medeniyetleri, hem de kendini yenileyerek; önceki medeniyetleri, modern ve gelecek perspektif ile kucaklıyor. yaşayanlarına her gün özenli görülmeyi önemsiyor. Sürekli görsek, ruhsal ve etik sunumlar yapıyor. Dünya şehirleri Singapur’da, Malezya’da, ispanyada, Avusturya’da, Rusya’da Amerika’da. Kentin sağlığını gözeten doğal yaşamı destekleyen; modern yaşamın olumsuzluklarını azaltan akılla yönetilmektedir. Ses emen, gürültü kesen, egzos gazını etkisizleştiren, nem emen; sivri sinek savan; pis kokuları gideren bitki ve ağaç çeşitlerini kente yaygın olarak yerleştiriyorlar. bu konuda geliştirici fonla oluşturarak; modern hayatın olumsuzluklarını giderecek tarım bitki çeşitleri geliştirme araştırmaları yapıyorlar.
Neden İzmir için yabani dut, söğüt, karabiber, poulownia; meydanlar için meşe , palamut, çınar… ağaçları için akıl eylem seferberliği yapılmıyor; bunca sıcakta deve bacağı misali palmiyelerin olmayan gölgesinde mi serinleyecek İzmirliler? Otobüs duraklarına bakın lütfen; biriken yolcuyu yazın şiddetli sıcağından, kışın soğuk ayazından ya da sertleşen yağmurlardan koruyacak hiçbir özgün tasarım yok. Geniş yaya geçitleri de otobüs durakları kadar sayılan ihtiyaçlar konusunda donanım ve bezemeye gereksinimi var.
Ağaç çeşitliliği ve bezeme özgünlüğünde İzmir Büyük Şehir Belediyesi’nin Afrika ülkelerinden geri olduğu gözlem ile aşikar. Elindeki olanakları düşük kalibrede kullanabiliyor. kent içinde yüzlerce boş arsanın kir biriktirmesine seyirci kalıyor; oysa oralarda geçici de olsa "sokak için yeşil ortaklıklar" geliştirilebilirdi. Yeter ki istesinler kaynak çok.
Toz, gürültü istilası,
İzmir’e açılacak kent gezinti alanları, mutlaka flora zenginliği ile desteklenmelidir. Balçova teleferiği 25 yıldır beklemedeydi, nihayet işletmeye açıldı. Fakat Balçova ağaçlığının etekleri hala bakımsız, hala toz, toprak, özensizlik içinde.
İzmir toz toprak gezdirmede, kahire şehri ile yarışacak durumda... desem, büyük şehrin eylemsiz slogan afişlerinden daha gerçekçi tespit yapmış olurum. Daha yeni yeni Cumhuriyet mahallesi melez çayı yatağını temizlemeye başladılar. Oysa üstünü kapatıp, ağaçlı yeşil alan yapabilirlerdi. Modern şehirlerde dere yatakları çok amaçlı kullanılacak şekilde planlanırken; İzmir zemin temizliğini dahi maalesef yapamıyor.. Körfez balçığı aynı mantıkla, ilerisi için "birikitiriliyor" olmalı ki görülür hiç bir gelişme hala yok.
Doğa sevgisi ayrımsız şevkat üretir.
Çevrecilik lafla olmaz. Sokak hayvanları orta çağ işkencesinde 50 derece sıcak asfaltta; trafik tehditinde; susuz, gölgesiz, gıdasız; toz toprak içinde kulağı işaretlenerek kentin olanaksızlığına terk edilmiş durumda. Sokak köpekleri geceleri sürüler halinde dolaşıyor, alan kontrolu için önünde gördüğüne saldırıyor. Onların bu halinden başta Aziz Kocaoğlu ve bütün İzmirliler sorumludur. Onlara olumlu ortam, yaşayabilecekleri barınak için kaç metre kaldırım yenileme ihalesi gerekiyor sorulması gerekir. İzmir büyük şehir belediyesi Türkiye’nin en çok boş slogan üreten belediyesidir desek abartmış olmayız.
güvercinlere , sokak hayvanlarına cami medrese duvarlarında korumalık yapan atalarımız kadara olamayacak mıyız?
son olarak, izlenimlerimizde olumlu yönleri de paylaşacağız. bunlardan biri mezarlar müdürlüğünün görülür hizmeti. İzmir belediyesinin vefat ve mezar hizmetleri konusunda olumlu yaklaşımlarını takdir etmek hakkın gereğidir. Vefat eden aileye gönderilen taziye ikram desteği gece kondu semtlerinde kayıp ailenin acılarına, çaresizliğe, tutamaksızlığa olumlu etki yaratıyor.
özer ataç
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: