Benim de imzam var
Aslında hiç umudum yoktu?
Yayınlanma :
27.02.2016 12:12
Güncelleme
: 27.02.2016 12:12
Ama bazen bir imza bile yeterli oluyor.
Binlerce kişi gibi ben de sadece ‘imza’ kampanyasına katılmıştım.
Ve ‘Yeşil Artvin’de Cengiz Holding’in Cerattepe’de çıkarmak için tüm tepkilere kulak tıkayan ve devletin kolluk güçlerini pervasızca kullananlara karşı ilk raundu halk yani bizler kazandık.
7’den 70’e tüm Artvin halkanın birlik ve beraberlik içinde yaptığı mücadeleye biz de İzmir’den imza atarak destek vermeye çalışmıştık.
Yeşil Artvin Derneği ile muhalefetin temsilcileri de Çankaya köşkünde Başbakan Ahmet Davutoğlu ile iki saat görüştükten sonra haklılıklarını kabul ettirdiler.
Dünyada her şeyin para olmadığını belirttiler.
‘Son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğunda, son balık öldüğünde, beyaz adam; paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.’ dediler.
Toplantıdan, Cerattepe’deki maden faaliyetlerinin hukuki süreç tamamlanıncaya kadar durdurulması kararı çıktı.
Bu karara sevinilmeli mi, üzülmeli miyiz?
İlk bakışta ‘halkın gücü’ gibi görünse de, ‘Bu millete bilmem ne yapacağım!’ diyerek görüşünü ve tavrını ağıza alınmayacak küfürle ortaya Koyan Cengiz Holding patronlarından, yakında yeni bir ‘Ali Cengiz oyunu’ beklenebilir.
Aynen Soma Yırca’daki zeytin ağaçlarının katledilişindeki halkın mücadelesi gibi gece gündüz uyanık olmalıyız.
*- İyi niyet kötüye yarar!
PKK ‘Barış Süreci’ içinde ne yapmıştı?
İyi niyeti nasıl suiistimal etmişti?
Devletin başındakilerin belirttiği gibi; Amerika’nın yardımı ve desteğiyle silah ve mühimmat depolamadı mı?
Hem de öyle ki, aylarca direnecek kadar çok…
*- Ne zaman biter?
Napolyon, '’Toplar neden sustu?’ diye bağırmış...
‘Generalim 6 sebep var’ demişler;
‘Birincisi, barut bitti!’
Napolyon hemen sözünü kesmiş emrindeki komutanın:
‘Barut bittiyse, zaten ateş biter.
Ötekileri saymana gerek yok!’
Bu örnekten anlaşılacağı gibi
Sivil toplum örgütlerinin ve halkımızın rehavete katılmaması gerekir.
*- Yer altı faaliyeti!
Başbakan Ahmet Davutoğlu bu arada dün de; ‘Yer üstüne zarar vermeden yer altından gidilir, Bu olaydan sonda olayı kaşımak istismar olur…’ diyerek Artvin halkını da duyarlı olmaya çalıştı.
Davutoğlu’nun söylediği şu:’ Kesilen ağaçların yerine 10 kat fazlası dikilecek…’
Peki bir çam ağacı kaç yılda meydana geliyor…
Mısır tarlası değil ki bu…
Bu sözleri dün gazetecilerin soruların yanıtlarken etti.
Biri çıkıp da, ‘Başbakanım bize bir örnek verebilir misiniz?’ diye sormadı…
*- Hukuksal süreç’le ilgili
Bu arada Ali Demir isimli bir vatandaşımız soruyor:
‘Peki, hukuksal süreç beklenecekti de, bunca yaşanan rezillikler bir yana, şimdiye değin yaşanan hukuksal süreçlere ne oldu?
Hem sonra, Başbakan Davutoğlu'nun Konya'da yaptığı açıklama hangi hukuksal sürecin sonucu?
Bu düpedüz, insanlarımızın akılları ve zekâlarıyla alay etmek değil mi?’
*- Nalıncı keseri gibi
Ben bu sorulara İzmir’den bir örnekle yanıt vereyim:
CHP’li Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar bildiğiniz duyduğunuz gibi Balıklıova’da 74 baraka tipi evi yıktı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir ara CHP İzmir İl Başkanlığı’nı da basan ve orada geceleyen vatandaşların haklı isyanına ‘Hukuki süreç bitinceye kadar kimse konutlarınıza dokunamaz!’ sözünü verdi.
Aynen şimdi Başbakanımız Davutoğlu’nun Artvin halkına verdiği söz gibi…
Zaten ‘Hukuki süreç’ tüm politikacıların kurtarıcısıdır.
Dikkat edin, beyninizi kurcalayın hatırlayacaksınız:
Kim bir halt edip de mahkemeye düşerse yaptığı açıklama hep aynıdır:
‘Olay mahkemeye intikal etmiştir, bu yüzden hakimleri etkilememek için konuşamam!’
Yalan…
Baş başa kaldığınızda söylediklerine bakın…
Hatta mahkeme aleyhinde karar verince, söylediklerini düşünün…
Zaten cezaevlerinde bulunanların yüzde 99’u mutlaka haksızlığa uğradığını söylüyor.
Olay fıkralara bile konu oluyor.
Şu an bilemiyorum ama eski yıllarda cezaevleri hükümlüler için adeta okul gibiydi.
Hırsızlıktan, dolandırıcılıktan, sahtekarlıktan tutuklanan orada hakimin ne kadar süre ceza vereceğini bile kıdemlilerden öğreniyor, nasıl hareket etmesi gerektiğini, hakime, savcıya neler demesi gerektiğinii koğuşta öğreniyordu…
*- Mahkemeler bitmedi ki!
Urla’da ne oldu?
Vatandaşlar mahkemeye başvurdu…
Sonucu bekleniyor.
Bu arada Urla Belediyesi de mahkemeye başvurdu…
İdare Mahkemesi, ‘Sizi idare edemem’ dedi ve Urla Belediyesi’ne dosyasını iade etti.
Genelde tüm mahkemelerde üst mahkemeye başvurma, hakkımda yanlış karar verildi, demek hakkınız var.
Zaten mahkemeyi kaybeden mutlaka bu yola başvuruyor.
Belediye gibi resmi kuruluşlar ise kaybettikleri mahkemeyi mutlaka üst mahkemeye taşıyor.
Çünkü yasa da bunu emrediyor.
Aksi takdirde müfettişler, ‘Neden hakkını sonunu kadar aramadın?’ diye sorabiliyor.
Bu genelde alacak verecek davalarında oluyor.
Belediye Başkanı belediyenin, daha doğrusu halkın manfaatini korumak zorundadır.
Görevinde birinci madde budur.
Nasıl derneklerde, kooperatiflerde Türk Ticaret Kanunu geçerli,‘Başkan ile üyeler basiretli bir tacir gibi davranmak zorundadır’ yasa maddesine uymak zorundaysa, başkanlar da böyle…
Yani Urla Belediye Başkanı Sibel Hanım, öncelikle 74 hane sahibinin hakkını da korumak mecburiyetindedir.
Hak gaspı yapmaz ve yaptıramaz yasa ve geleneklere göre…
*- Okuduğumuzu anlamıyoruz
Sonuçta üst mahkeme de ‘idari mahkemesi’ gibi karar verdi…
Yani açıkça Urla Belediyesi’ne ‘Sen haklısın!’ demedi.
İsteyen kararı okusun…
Hatta belediye Başkanı Sibel Uyar da baksın…
Herhalde hukukçuları kendilerine göre yorumladılar ve ‘Mahkeme bizi haklı buldu!’ diyerek, gözyaşlarına ve yakarışlara aldırmadan yıkım gerçekleştirildi.
Özetle; Hukuki süreç sürüyor, mahkemeler de…
Demek ki, bu ‘hukuki süreç’ sözü sadece bir davanın lehte veya aleyhte bitmesi değil…
Zaten dikkat edin bakın?
Genelde büyük firmalar değişik isim ve şahıslarla değişik kentlerde ve mahkemelerde davalar açıyorlar.
İçlerinden birini tutturunca ‘Hukuk bizi haklı buldu!’ diyerek kamuyu ve karşıtları sözde bilgilendiriyorlar.
Yani ‘elma’yı da, ‘alma’yı da kendilerini göre yorumluyorlar, aynen Urla’da olduğu gibi…
Aynen Özdere’da olduğu gibi…
Hatta bildiğim kadarıyla idare mahkemesindeki davayı Çukuralltı’nda bir vatandaş kazandı, ancak birileri, ‘Bak senin evinde kaçak kısım var!’ onu baz alarak evini yıkarız, sen devletten büyük müsün?’ diyerek şikayetini geri almasını da sağladılar.
Böyle vakalar oluyor mu?
Oluyor tabii…
Gücü gücüne yetene, diye bir söz yok mu?
Büyük balık küçük balığı yer, denmiyor mu?
Neyse bu konuyu burada keseyim…
Alan memnun, satan memnun Artvin’de olduğu gibi, bakalım gelecekte neler göreceğiz?
Buna göre görüşümüzü paylaşırız.
*- Uzmanlar proje yapmıyor mu?
Bu arada merak içindeyim!
‘Şu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ne yapıyor?’ diye…
Ben söyleyeyim:
İstanbul gazetelerinde birileri hakkında bir olumsuz haber çıkınca olaya Denizlili bayan bakan sayesinde el konuluyor.
Bakan, aile faciası yaşanan olayda çocukların devlet güvencesine alındığını belirtiyor.
Dikkatimi çektiği için yazdım:
Ama hep gazetelerde veya televizyonlarda olay çıkarıldıktan sonra konu ele alınıyor.
Bu bakanlığın illerde teşkilatı yok mu?
Hatta Valiler, emniyet müdürleri ve şube müdürleri ne yapıyor?
Muhtarlarla teşviki mesai yok mu?
Hatta AKP’nin her mahallede temsilcileri var, bunlar sadece iş takibi mi yapıyor?
Bu konuyu da ileride derinlemesine, uzmanların görüşlerine ve yasalara göre irdeleyeceğim.
Belki de içinizden, ‘Bakan bayan, eski bakan kardeşiyle bile dargın, konuşmuyor’ diyorsunuz.
Ama bunun görevle hiç ilgisi yok…
*- Gerçeği Denizbank Genel Müdürü açıkladı
Okan Üniversitesi Girişimcilik Dersi’nde ‘İş bulmak benim zamanımda kolaydı, şimdi çok zor’ diyen DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş teknolojinin binlerce işi ortadan kaldırdığını, kaldırmaya devam edeceğini söyledi.
Ateş öğrencilere ‘Kolları sıvayın ve iş hayatına sıkı başlayın’ tavsiyesinde bulundu.
İşte aile yapısındaki arızanın ilk nedeni bu…
İş ve aş olmadan ne huzur ne de sağlık olur…
Bakan önce bunu çözmeli, ekibiyle…
***
KURDELA
Okuma kültürü için
Ege Çağdaş Eğitim Vakfı’nın çocuk ve gençlik okuma kültürünü zenginleştirmeye yönelik etkinliği ‘Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Günü’ 27 Şubat 2016 Cumartesi günü Ekonomi Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğünün izni ile gerçekleşen organizasyon saat 9:00 da başlayacak ve akşam 16:30 a kadar pek çok etkinliğe ev sahipliği yapacak.
*- Meraklısı için
Hayrettin Filiz, ‘Tanju Okan Müzik Ödülü’ sahibi, İzmirli Müzisyen M. Kemal Alpayım’ın, bu akşam Leonard Cohen Şarkıları ile sanatseverlerle Bornova Özkanlar’daki BTA’da (Bilimsel Tiyatro Atölyesi- Dumlupınar Cad. No:42/A) saat 20.30’da buluşacağını duyurdu.
***
gıcık
*- Bir Çerkez okuyucum, göndermiş:
‘Biz Çerkezlere Burjuva diyenler olur. Evet öyleyiz, çünkü; 1- Dilencimiz olmaz, 2- Çocuk gelinimiz, çocuk damadımız olmaz, 3- Kızlarımızın okuma oranı fazladır. Okur yazar oranımız yüksektir. 4- Kılık kıyafetimize dikkat ederiz. 5- Düğün dernek, toplantı ve cenazelerimizde kurallarımız vardır. 6- Kız erkek bir arada şarkı söyleyip dans ederiz. 7- Akraba evliliği yapmayız. 8- Biz aç yatarız ama misafirimize ikramda kusur etmeyiz.
*- Hayat ne otuzunda ne de kırkında başlar. Hayat farkında olduğunda başlar. Korkmadığında başlar. Yaşamayı sevdiğinde başlar.
*- Bu ülkede bir ağaç bir de kadın olmak çok zor!
*- Şaka gibi ülkeyiz; Tübitak’ta ‘sahte’ diplomaları bulmakla görevli kişinin diplomasının ‘sahte’ olduğu ortaya çıktı.
*- Hep güzel baktığımız için insanların gerçek yüzünü göremiyoruz; Çünkü devir, tilki ile plan yapan kurt ile avlanan sonra oturup koyun ile yaz tutanların devri olmuş.
*- Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme ama aklının bir köşesinde tut.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: