Bütün olarak düşünmeliyiz
Artvin?de, Yeğenim Maden Mühendisi Göksel Yelken vatani görevini
Yayınlanma :
24.02.2016 12:05
Güncelleme
: 24.02.2016 12:05
yaparken, kardeşlerimizle ziyaretine gitmiştim.
O günden bu yana; ‘Artvin nasıl?’ diye soranlara ise tek cümle ile yanıt
verdim:
‘Cennet!’
İnsanları kibardı, yardımseverdi, erkekleri centilmen.
Öğretmenevi’nde gecelemiş, İzmir’deki en lüks pastaneden geri
kalmayacak şekilde dizayn edilmiş bir mekanda kahvaltımızı yapmıştık.
Anımsadığım kadarıyla, çok tehlikeli ve virajla bazı yolları olmasına
rağmen, o güne kadar tek bir kaza olmamıştı.
Saygı, sevgi, dostluk, kardeşlik, misafirperverlik Artvin’de zirvede idi.
7’den 70’e herkes spor yapıyordu.
Özellikle ata sporu güreş tutmayan yoktu.
Bunu çok yıllar önceden biliyordum.
Şu günlerde kitabı yazılan Demokrat İzmir Gazetesi’nin kapı görevlisi
görevini yapan Bidayet (Hidayet) Efendi’den anımsıyorum.
O da Okan Yüksel, Hüsnü Oral gibi güreşçi idi.
Sürekli konuşuyor, tartışıyorlardı.
Anımsıyorum.
*- İspanyollar gibi
Boğa güreşleri de İspanya’yı aratmıyordu.
Denizli’de nasıl ‘Horozigolar’ varsa…
Artvin’de de ‘Boğalar!’
Ya o çam ormanlarından çıkan ünlü ballarına ne demeli?
Bizi misafir eden, adeta bağırlarına basan Artvinliler; Mençuna
Şelalesi,Çifte köprü, işhan Klisese ile birçok yerlerini gezdirdiler.
Doyamadan ayrılırken, ‘yine geleceğiz!’ sözü vermiştik, arkamızdan su
dökerek, el sallayanlara…
*- Artvin’ime dokunma!
Şimdi onlar yeni topyekün, tek vücut olmuşlar, ‘ Artvine Dokunma; bizim
altınımız doğadır’, ‘CerattepeDireniyor!" isimli imza kampanyası
başlattılar.
Yeşil Artvin Derneği bu kampanyada; Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma
Güldemet Sarı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Orman
ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nu muhatap kabul ettiler.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı’yı fotoğraflarından
tanıyorum.
Her ne kadar Malatya Derendeli olmasına rağmen Tarsus Amerikan
Koleji’nde okuduğu için beyninde yeşile ve ormana karşı biraz sevgi
kırıntısı olduğunu düşünüyorum.
Bunu de nereden çıkardığımı söyleyeyim:
Yine yıllar önce İzmirspor Basketbol takımını koçluğunu (Teknik
çalıştırıcı) birlikte yaptığım ve üst üste üç yıl İzmir Şampiyonu
olduğumuzda Yusuf Düvenci bu lisenin mezunu da oradan…
Hatta bu yüzden, saçını, yüzünü öcü gibi saklamadığı için de kendisine
İzmir’de birçok kişinin sempati duyduğunu da düşünüyorum.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın toplumda nasıl
tanındığını söylemeye gerek yok.
Geçenlerde ‘Doğalgaz ucuzlayacak’ deyince, biz de, ‘Yaz aylarında mı?’
diye sormuştuk…
Yani kullanmadığımız doğal gazın indirimini kullanmadığımız zamanlarda
mı göreceğiz, yararlanacağız?
Yani sorunu çözmek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’a
kalırsa, korkarım Artvin’de bırakın ağacı, ormanı, çiçek bile kalmaz. Arılar
da göç Gürcistan’a göç ederler.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nu İzmir’den tanıyoruz…
AKP’nin büyük kozu idi.
Ama İzmir’de ‘gücü’ de, kendi de yetersiz kaldı.
Zaten dört beş ay içinde geriye çektiler.
Pılını pırtısını topladı, gitti…
*- Kimi bulmalılar?
Özet olarak bence başka muhatap bulunmalı…
Örneğin bir muhtar bile olur.
Baksanıza ‘Ak Saray’a davetli olduktan sonra havaları bile değişti.
Anımsadığım kadarıyla, Adana’da galiba, biri ‘Bana bundan sonra
başkanım diyerek hürmet edeceksiniz!’ deyince, şakadan anlamayan
mahalle halkı tarafından dövülerek hastanelik bile oldu.
Yani bu önerim de geçersiz…
Televizyonlarda seyrettim, yediden yetmişe deriz ya, Artvin’de bebekler
de, ‘Milletin anasını bilmem ne yapacağını’ söyleyen küfür eden adama
ve adamlarına karşı ayaklandı.
Aslında şimdi tam zamanı…
Yani kendilerine verdiğim sözü yerine getirmenin…
‘Tekrar Artvin’e geleceğim!’ dediğim sözü anımsadığım için bunu
yazıyorum.
Ama başka seyahatler gündemde olduğu için sadece ‘imza’ atarak, 133
bin 686 destekçiden biri olabildim.
Hedef 150 bin…
Zaten bir şey kalmamış…
Bu rakama belki de yazım yayınlanılıncaya kadar ulaşılmıştır.
*- Artık dernek kurmaya da gerek yok!
İzmir’de genelde Güneydoğu’dan gelenlerin ve büyük paralar kazanarak
işadamı unvanını alanların kurdukları ‘Beyaz Sivil İnisiyatif Grubu’ var.
Kendilerini tanımıyorum, sadece ciddi şekilde vali dahil kabul edildiklerini
görüyorum.
Hatta Ankara’daki ikinci katliamda, onlarca canımızı kaybettiğimizin
ertesinde birçok kuruluş ‘başsağlığı’ dileyip, teröre karşı tepki mesajları
yayınlarken, bu grubun AKP’nin ‘baş düşman’ ila ettiği ve Kürt Partisi
olarak bilinen partiyi ziyaret etikleri ve ‘Barış’ dileklerini iletip,
konuştuklarını görmüştük.
İşte bunlar şimdi de, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu
ziyaret ederek, 2. Diyarbakır seferi talebinde bulunmuşlar.
Başkan da, ‘Bugün böyle bir girişimde bulunulacaksa, bunu siyasi
partilerin il başkanları organize etmeli. Gidilecekse, 26 milletvekili, 31
belediye başkanı birlikte gitmeli’ diye konuşmuş.
Son zamanlarda hep öneride bulunmayı adet edindim ya, benim de
önerim, ‘Madem 100’ün üzerinde dernek tarafından oluşturuldunuz. En
azından çalışanlarınız, sempatizanlarınız, ailelerinizle birlikte 3- 4 bine
yaklaşıyorsunuz demektir. Otobüsleri hazırlayın Artvin’e gidin, halk
dayanışmasının örneğini gösterin.
Ya da imza kampanyası açın bakalım, partiler, yöneticiler, belirli kişiler
tarafından kabul edildiğinize ve iyi niyetli olduğunuzu söylediğinize göre
imza kampanyasına destek verin de, gücünüzü ve sayınızı bilelim.
*- Muhteşem ne kelime?
Gazeteci Ünal Tümin, Murat Eştürk, Kaya Çelikkanat, Turgut Uluhan,
Tayfur Göçmenoğlu, Hulusi Şenel ise gönderdikleri mesajda şunları
yazmışlar:
‘Artvin'i henüz görmemiş olsaydım da fikrim aynı olurdu.
Hayal ettiğimden çok daha güzel bir doğa..
Hatta muhteşem.
Dokunulmadan kalması lazım.
Çoruh nehri üzerine kurulan dev barajdan sağlanan enerji ve kazanç
yeter. Daha fazlasını doğa ve kayak turizmi kazandırır zaten. Eşip
durmayın şu toprakları, yaralamayın doğayı.. Torunlara da kalsın azıcık
bir şeyler... Yeter!’
Birkaç ay önce Nurcan Canbazoğlu da, Kırklareli’nda yapılacak atom
santralı ile binlerce ağacın yok edileceğini bildirmiş, ‘Cennet vatanımızın
bu güzel kentini görmeni diliyorum’ demişti.
Artvin gibi orayı da biliyorum…
Edirneli olan ama Kırklareli’nde memurluktan emekli olan Nurcan
Hanım’ın mektubundan söz edince, İzmirli fotoğraf üstatları Lütfü Dağtaş
ile Mehmet Özdoğru da, olay yerine gidip görüntülemişlerdi.
Lütfü Dağtaş ile Mehmet Özdoğru’nun söyledikleri ise kulağımda çınlıyor:
‘Bu hareketimizin karşısında batı komşumuz Bulgaristan ile kesinlikle
aramız açılır.’
Yani, ‘Sizin yüzünüzden bizim ölmeye ve sağlıksız nesil yetiştirmeye
niyetimiz yok!’ diyeceklerdir.
Nedenini bir gün bilmeyenler, ya da ‘Bu ne demek?’ diye soranlar için
anlatır, yani yazarım.
*- Bilim de çevreciler de karşı!
Bilim insanları da, Artvin’in Cerattepe ve Genya Dağı bölgelerinin
‘korunması gerekli ekosistem değerlerine”’sahip olduğunu belirtiyor.
Bunun için de, Artvin’in Cerattepe mevki ile Genya Dağı'nı kapsayan
maden işletme ruhsatları iptal edilsin, faaliyetler durdurulsun. Doğa
katliamına son verilsin, deniliyor.
Bilim insanları, Artvin’in Cerattepe ve Genya Dağı bölgelerinin
“korunması gerekli ekosistem değerlerine” sahip olduğunu belirtiyor.
Ülkemizin de imzaladığı BERN ve CITES gibi uluslararası anlaşmalar
tarafından da bu özellikler açıkça belirtildi ve koruma altına alındı.
*- Haritaya baksınlar?
Bu nedenle de, farklı koruma statülerine sahip olan Kafkasör Turizm
Merkezi, Kent Parkı, Hatila Vadisi Milli Parkı ve Çoruh Nehri Vadisi gibi
alanlar söz konusu bu ruhsat alanının sınırları içerisinde yer alıyor veya
yakın çevresinde bulunuyor.
Tüm ruhsat alanı ile beraber bu alanlar, aslında, dünyanın biyolojik
çeşitlilik açısından en zengin ve aynı zamanda tehlike altındaki en önemli
34 Karasal Ekolojik Bölgesi’nden biri olan Kafkasya Sıcak Noktası
içerisinde yer alıyor.
Avrupa ve Orta Asya’yı içine alan geniş coğrafyadaki en büyük doğal
yaşlı orman ekosistemine de yine burada rastlanıyor.
Madencilik faaliyetleri başladığı takdirde bölge ne yazık ki bu özelliklerini
kısa sürede kaybedecek.
*- Toplu mücadele neden?
Artvin Cerattepe'de halk, sivil toplum örgütleriyle birlikte ormanlarını,
toprağını, suyunu ve havasını, kısaca yaşama alanlarını korumak için
mücadele ediyor.
Ilıman kuşak ormanları ile Dünya üzerinde korumada öncelikli 200
Ekolojik Bölgeden birini ortadan kaldıracak madencilik faaliyetlerinin iptal
edilmesine yönelik bu mücadele 20 yıldan uzun süredir devam ediyor.
İlk kez 1992’de Kanadalı bir şirkete maden çıkarma ruhsatı verildi.
Halkın itirazı üzerine bu şirket maden ruhsatını 2002’de başka bir
Kanadalı şirkete devretti.
2005’te Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde açılan dava sonucunda 2008
yılında bu ruhsat iptal edildi ve iptal kararı Danıştay tarafından da 2009
yılında onaylandı.
Ancak, hukuksal olarak bu eşsiz doğa alanlarında madencilik yapılamaz
kararına rağmen aynı alanlar, 2011’de ihale aracılığıyla
ruhsatlandırılacağı duyurulan 1343 adet maden alanı listesine tekrar
alındı.
*- Gelelim yakın zamana!
2012’deki ihalede ÖZALTIN İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş. tarafından
alınan ruhsat alanının işletilmesi konusunda ihale sürecinde zaten ortak
hareket ettikleri CENGİZ Holding’e ait Eti Bakır A.Ş. ile bir anlaşma
sağlandı.
Firmanın hazırlattığı ÇED raporu hızlı bir şekilde Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nca kabul edildi.
Yine Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde ama bu defa çeşitli yerel ve ulusal
STK’lar, bazı kuruluşlar ve kişilerden oluşan yaklaşık 283 davacı
tarafından 2014 yılında ÇED raporunun iptali için dava açıldı.
İlgili mahkeme ‘bu projenin hayata geçmesi durumunda Artvin’in yaşam
alanı olmaktan çıkacağını’ gerekçe göstererek 2015 yılının Ocak ayında
ÇED olumlu kararını iptal etti.
Ancak şirket Cerattepe için mahkemelerin verdiği iki iptal kararını hiçe
sayarak, bu defa 2009/7 sayılı bir genelgeye dayanarak, 3 yıl içerisinde
üçüncü defa ÇED Raporu hazırlattı ve ne yazık ki bunu da kısa sürede
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na onaylattı.
Artvin halkının ve doğa savunucularının bu girişime karşı da mücadelesi
son günlerde basın ve sanal ortamda da görüldüğü üzere bütün gücüyle
devam ediyor.
Kocaeli’nde, Gazeteci Ruhan Odabaş da, ‘Cerattepe’yi bilir
misiniz?,Kafkasör’ü bilir misiniz?, Artvin’i bilir misiniz?’ dedikten sonra
şöyle devam etmiş:
‘İlk ikisini bilmeyeninizin çok olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Artvin’i en
azından isim olarak bilmeyen birinin var olduğuna da inanmam artık.
Şunu da söylemeliyim; Artvinli olup da, Artvin’in başka bir ilçesinden olup
da, Kafkasör’ü ya da Cerattepe’yi bilmeyenlerin var olması da bir
olasılıktır.
Kısaca açıklayayım; Kafkasör, Artvin’in hemen üstünde, Türkiye’de çok
insanın boğa güreşleriyle tanıdığı, çam ormanlarıyla süslü tam bir cennet
köşesidir…
Cerattepe ise, Kafkasör bölgesinin içinde kalan bir başka bölgedir. Kimi
insanımızın Cerattepe’yi bilmesi de, bu cennet köşede birilerinin
siyanürle altın araması olayıdır…’
*- Bizim gibi düşünüyor
Gazeteci Ruhan Odabaş, öğretmen okulu yıllarını Artvin’de geçirmiş
ve şunları da yazmış…
‘Kafkasör’den Korzul’a, İskeba’dan Mamasimda’ya, Aglaha’dan Sirya’ya
kadar, ayak basmadığım kaldırım taşı kalmamıştır belki de.
İklimini, doğasını, insanını avucumun içi gibi bilirim.
Genellikle kavgadan uzak, gerektiğinde kavgayı adam gibi, delikanlıca
yapan yöre insanının direngen yanını da iyi bilirim.
Haksızlığa boyun eğmeyen öyle bir yanı vardır ki, kırarsınız ama
bükemezsiniz…’
İşte şimdi biz de bu yiğit insanları yalnız bırakmamalıyız.
Hiç olmazsa imzamızla destek vermeliyiz.
Yerel değil bir bütün olarak düşünmeliyiz…
***
KURDELA
Gençler hayallerini sahneye taşıdı
Gençlik ve spor Bakanlığı, Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünce
’Hayallerini Sahneye Taşı’ sloganıyla 81 ilde düzenlenen Gençlik
Merkezleri Arası Skeç Yarışması’nın Manisa İl Birinciliği Saruhanlı
ilçesinde Kültür Merkezinde yapıldı.
Yarışmaya, Manisa Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Dr. Savaş
Duman, İlçe Müdürü Sertan Demirel, Halk Eğitim Merkezi Müdürü
Mehmet Yüksek, Saruhanlı Belediyesi adına Suat Diktaş, Gençlik
Merkezleri İl Koordinatörümüz Levent Tokay ve çok sayıda kişi katıldı.
Yarışmaya 7 ekipten oluşan 70 yarışmacı katıldı.
Saruhanlı Gençlik Merkezi ‘Ölüm’ adlı oyunla, jüri üyelerinden en yüksek
puanı alarak birinci oldu.
Ahmetli Gençlik Merkezi, ‘Yaşlı ve Öfkeli’ oyunu ikinci, Şehzadeler
Gençlik Merkezi ise ‘Engelsizler’ oyunuyla üçüncü oldu.
Bölge finelleri 14 Nisan 2016 tarihinde İzmir’de gerçekleşecek.
***
ANLAYANA
*- Gülümsemeyi, sevmeyi, olumlu düşünmeyi, dua etmeyi, şükretmeyi,
renkli giyinmeyi, iyi hissettiren müziği, teşekkür etmeyi, selam vermeyi,
özür dilemeyi, mazur görmeyi, alttan almayı mutlaka çoğaltmalıyız.
*- İnsanlar kendi hayatını yaşayamadığı için mutsuz. Hep birileri mutlu
olsun diye koşturmaktan yürekleri yorgun, hepsi bu!
*- 65 yaşından sonra memurluk yapılamıyor, askerlik yapılamıyor, mal
satılamıyor da, nasıl vekil olunuyor?
*- Evler büyüdü ama aileler küçüldü. Zeka arttı ama vicdan azaldı. Uzay
yakın ama komşu uzak oldu. İletişim araçları arttı ama muhabbet azaldı.
İlaçlarla birlikte hastalıklar da arttı. Bilgi arttı ama güven azaldı. ‘Ben’ler
büyüdü ama bizler azaldı.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: