Sözümde duramadım!

Nedense evdeki hesap çarşıya uymuyor.
Size iki belki de üç örnek vereceğim.
Çankaya Tıp Merkezi’nde, Sosyal Sorumluluk Projesi içinde ‘ücretsiz’ beyin kontrolünden çıktıktan sonra ışıklarda Türk-Arap Ülkeleri İşadamları Derneği İzmir Şube Başkanı/Turab Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Sabuhi Attar ile karşılaştım.
Yanımda, benim gibi ‘unutkan’ olduklarını düşünerek tıp merkezine giden Aynur Can ile Ayfer Ülkü de vardı.
Sabuhi Attar ayaküstü, ‘26-29 Ekim 2015 tarihlerinde gerçekleştirdikleri I.Türk-Arap Hazır Giyim, Tekstil, Konfeksiyon, Deri, Ayakkabı, Çanta ve Teknolojileri Fuarı’nın Çeşme/Sheraton Otel’de yapılacak açılışına davet etti.
Bu arada ‘İzmir’in ve bizim gazetemiz Haber Ekspres’i yanımızda görmek istiyoruz’ dedi.
‘Geleceğim!’ dedim.

*- Akın Kazançoğlu ile görüşemedim!

Bu arada kaç zamandır ‘davetine gidemediğim’, Uluslararası Balkan ve Türk İş Dünyası Derneği (BATÜDER) Genel Başkanı Yüksek İnşaat Mühendisi Akın Kazançoğlu’nu Alsancak Kültür Mahallesi Plevne Bulvarı başındaki, daha açıkçası Gündoğdu Meydanı’ndaki dernek binasında ziyaret etmek istedim.
Bir yandan yürüyor, diğer yandan telefonla ulaşmaya çalışıyordum.
Bir dakikasını bile boş geçirmeyen, aynı zamanda İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olan Akın Kazançoğlu’nu bir oda üyesini ziyaretinde buldum.
‘BATÜDER’e geçiyorum!’ deyince, ‘Yarın görüşelim!’ dedim,
Çünkü; Sabuhi Attar’a de, ‘Fuarın açılışına geleceğim!’ sözünü vermiştim.
Akın Kazançoğlu da, konuşmacı katılımcılar arasındaydı.
Üstelik: Emin Ucuz (Türk-Arap Ülkeleri İşadamları Derneği Genel Başkanı), Dr. Salım Saleem Saleh Al-Junaıbı- Umman Ticaret Ve Sanayi Odasi Başkanı (Arap Ticaret Odaları Adına), Akın Kazançoğlu-İzmir Ticaret Odası Başkan Vekili(Türkiye Ticaret Odaları Adına), Muhammed Al Fatih Al Nasiri- Arap Birliği Büyükelçisi(Büyükelçiler Adına), Mustafa Toprak- İzmir İl Valisi, Mohamed Kerow Mohamed-Sudan Ticaret Ve Sanayi Bakanı, Adnan Yıldırım’ı (Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakan Yardımcısı) dinleme imkânını bulacaktım.
Ama olmadı…
Sözümde duramadım!
Peki neden?
*- Arkadaşlarımı kıramadım!

O gün, yani 26 Ekim 2015 Pazartesi günü, akşamüzeri ‘can sıkıcı’ bir iki telefon görüşmesi yaptım.
Birincisi metroya girişim sırasında oldu…
İkincisi ise metrodan çıktıktan sonra…
Birlikte kahvaltı yaptığım bir canımım kolon kanseri olduğunu öğrendim.
Kahroldum…
GDO’lu ürünleri bize yedirenleri, buna izin verenleri, eksoz emisyonlarına dikkat etmeyen önemsemeyen yöneticilere, kanserojen etkisi olan ürünlerin satılmasına göz yumanlara, katkı maddeli yiyeceklere göz yuman, görmezden gelenlere hatta ‘Merak etmeyin bir şey olmaz!’ diyenlere lanet okudum.
Bornova’ya gitmeye hazırlanırken Foto Muhabiri Mehmet Özdoğru ile Alaattin Gürırmak, ‘Seni böyle bırakmayız!’ diyerek bir ortak davete ısrarla götürdüler.
Üstelik; ‘dost’ insanları çok uzun bin aradan sonra görecektim.
Aslında çok da iyi oldu…

*- ‘Arayacağım’ demiştim, arattım!

İzmir Fransız Kültür Merkezi Müdürü Caroline David'in göreve başlaması nedeni ile saat 18:30'da düzenlenen resepsiyonda Prof. Dr. Erkan Sevinç’e rastladım.
Geçenlerde Bodrum’da rahatsızlanan Hakan Ülkü oradaki hekimler tarafından İzmir’e bir üniversite eğitim ve araştırma hastanesine gitmesini önermişlerdi.
‘Merak etmeyin!’ diye moral vererek Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’a gittim.
Yoktu!
Not bıraktım…
Ama dönüş yapmadı…
Nedense İzmir’de hep öyle…
‘İşimiz başımızdan aşkın’ derler hep.
Ama elle dokunur, gözle görülür bir icraata nedense hiç rastlamayız.
Makamı korumak adına her şey yapılır. Mübahtır.
Neyse bizim güvendiğimiz bir isim var:
O da Eşrefpaşa Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Serdar Pedükcoşkun…
Hiç kimsenin ricasını kırmayan bir hekimimiz, yöneticimiz.
Ege Üniversitesi’nin Haziran 2016 tarihine verdiği ‘acil’ çekimi aynı günü içinde gerçekleştirmemizi sağlamıştı.
Prof. Dr. Erkan Sevinç’e, ‘Seni gökte ararken yerde buldum!’ diyerek, sıkıntıyı anlattım.
Önceki yıllarda da, Hem Çeşme Sisus Hastanesi Başhekimliğinde, hem de Ege Üniversitesi Başhekim Yardımcılığında, abartısız söylüyorum, onlarca fakir ve fukaraya, hiçbir karşılık beklemeden, yaptığı iyilikleri saymak istesem, kitap yazmam gerekecek.
Bir de Opr. Dr. Adnan Tan vardı…
Namık Kemal Lisesi’nden sıra arkadaşım…
Genel Cerrah Dr. Adnan Tan ise Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Başhekim yardımcısı idi…
Şimdi Fethiye’de olan Dahiliye Mütehassısı Dr. M. Kemal Başak ile kaç hastayı sağlığına kavuşturmuşlardı.
Prof. Dr. Erkan Sevinç hatırımı yine kırmadı ve Bodrum’da Ayfer Ülkü ile görüşerek, sorularını yanıtladı.

*- Türk olan Fransız yönetici!

Yanımıza gelen dostlarımız, Fransa Fahri Konsolosu Zeliha Toprak, sevgili eşi eski İzmir Milletvekili Dr. Muharrem Toprak, Fransız Kültür Derneği Yönetici Asistanı Dilek Kurt ve yeni müdür Caroline David ile hatıra fotoğrafı da çektirdik.
Sanat tarihi eğitimi alan, uzmanlığını güncel sanat alanında yapan, 30 yılı aşkın bir süredir güncel sanat sergileri düzenlenmesi ve bu konunun eğitimi alanında çalışan Fransız Müdür Carolina Davit konuşmasını ‘Artık ben de Türk oldum’ diyerek tamamladı.
Herhalde Fransa’dan, Almanya’dan, Avrupa ülkelerindeki ‘hürriyet ve demokrasi’ anlayışlarından faydalanarak, ‘Ben Türk değil Kürdüm’ diyerek sığınma hakkı isteyen PKK’lılara da Türk düşmanlarına da Fransız Kültür Merkezi Müdürü Carolina Davit’in ‘Ben artık Türk oldum’ demesi ve de baş ay içinde çok daha iyi Türkçe konuşmaya başlayacağını belirtmesi, vatandaşın ağzıyla ‘kapak’ olur…

*- Dr. Nazan Hanım gibi…

Yaradılış olarak ‘hastalarla’ aynen hukukçu, tıp hekimi Dr. Nazan Pedükcoşkun gibi ilgilendiğim için ‘Karşıyakalı Sarışın’ın tutulduğunu ve iki büklüm öylece kalakaldığını öğrendim.
Aksiliğe bakın günde iki kez başıma gelen oldu ve cep telefonunun şarjı bitti.
Yine Prof. Dr. Erkan Sevinç’ten bu kez teknik destek alarak Karşıyakalı Sarışın’a ulaştım.
Dr. Erkan’ın önerilerini uygulamak için La Cigale’den ayrıldım.
Özetle; 27 Ekim Salı sabahı saat 07.45’de Çeşme’ye gidemedim. Sözümü tutamadım.
Zaten sabah saat 06.00’da ise, Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili adaylarının, Buca/Kaynaklarda bulunan Balık Halini ziyaret ederek, balıkçı esnafıyla sohbet toplantıları da devetliydim,
Yani bir taşla iki kuş vuracaktım.
Bunu da gerçekleştiremedim.
Dahası;
Saat 11.30'da tüm CHP milletvekillerinin katılımıyla Konak Meydanı Saat Kulesi önünde davullarla seçime çağrı etkinliği yapıldı.
Orada da yoktum…

*- Tarıma önem verdiğim için

Yıllardır hiç kaçırmadığım bir davete de gidemedim.
İzmir Ticaret Borsası koordinatörlüğünde gerçekleştirilen Ege Bölgesi pamuk rekolte tahmin çalışması 2000/2001 sezonundan bu yana uzaktan algılama tekniğiyle gerçekleştiriliyor.
Rekolte tahmin çalışmaları Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü ile yapılan protokol dahilinde laboratuvar ve arazi çalışmaları olmak üzere iki bölümde, bölgemizdeki ilgili meslek kuruluşlarının da desteğiyle gerçekleştiriliyor.
Borsamız koordinasyonunda İzmir Ticaret Odası, Ege İhracatçı Birlikleri ve Söke Ticaret Borsası’nın destekleriyle Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü tarafından 2015/16 sezonuna ilişkin Ege Bölgesi pamuk rekolte tahmin çalışmaları tamamlandı.
Rekolte tahmin heyetinde elde edilen sonuçlar 27 Ekim 2015 Salı günü) saat 11.15’te İzmir Ticaret Borsası Tarihi Meclis Salonu’nda yapıldı.
Ben yine yoktum…
Allah kimseyi ve yakınını hasta etmesin, başka diyecek bir sözüm yok!
Bir de kuru iftiradan korusun…

*- Buluşmalar da gerçekleşmedi

Şimdilik evden çıkamadım…
Duayen Gazeteci Ünal Tümin’le de iki gündür buluşup, bir iki etkinliğe katılacaktık, olmadı….
Ne yapayım; artık o da kusuruma bakmasın…
Çeşme’de, Türk- Arap Derneği basın Sözcüsü Demet Aksu’nun yardımıyla, Serdar Çınar’ın yönetiminde, İzmirport TV. İçin birkaç çekim gerçekleşterecektik.
Hatta pazartesi gününden Çeşme’ye giden Yönetmen Serdar Çınar’ın ‘Ben seni bulunduğun yerden alayım!’ önerisine, ‘Yok, ben gece kalmayacağım. Salı sabahı Çeşme Sheraton Otel’deyim merak etme!’ demiştim.
Şimdi onlar da beni herhalde bekliyordur…
Ama ben dedim ya Bornova’dayım ve evden çıkacak halim yok…