Yapanın eline yapışıyor!
Yayınlanma :
05.08.2015 13:07
Güncelleme
: 05.08.2015 13:07
Öğle saatlerinde Sahil Rodyo’sunu açtım...
Müzik yayını bitmiş haberleri veriyordu.
Bu arada mahalle sakinlerinin sıkıntılarını ve eylemlerini verdi.
Eylemciler ilçe belediye başkanı ile büyükşehir belediye başkanını davet etmişler, bu arada kamyon şoförleri de korna çalarak mahalle sakinlerini protesto etmiş.
Eylemin nedeni, ‘Yapılan belediye çalışmalarının bir türlü bitmemesi’ idi.
Nerede ve neden yapıldığını dikkatimi haber üzerinde yoğunlaştırmama rağmen anlayamadım.
Ama bildiğim konu idi...
Çünkü; belediyeler ve de politikacılar işi uzattıkça uzatıyorlar.
Yapılan iyiliği gözüne sokmak var ya, bunun gibi bir şey...
Arabın yalellisi gibi bir türlü bu çalışmalar bitmez...
Başkanların ya da müdürlerin, yöneticilerin amacı, ‘Çalışıyorlar!’ imajını yaratmak...
Geri kalmış ülkelerin geri kalmış insanlarının sözüm ona taktiğidir bu...
Tembel işi...
Çünkü bizim iyiliği de yapılanı da unutma alışkanlığımız var ya, bunu bildikleri için yapılan çalışmayı başımıza kakar gibi uzatır da uzatırlar.
Göçmenoğlu anlattı
Geçenlerde Gazeteci Tayfur Göçmenoğlu mahallelerinde olan bir çökmeden söz etti...
Ağır tonajlı kamyonun yaptığı azizlikten...
Araç da belediyeye aitmiş...
İspatlamışlar ve bir yüklenicinin ‘15 günde eskisinden sağlam teslim ederim’ dediği işi belediye yetkililerine havale etmişler.
Ekiplerden biri gelmiş diğeri gitmiş...
Sonuçta apartman ya da mahalle sakinleri bedavaya belediye fen işlerine çözdürtmüşler.
Ama üç ay mı dört ay mı ne sürmüş!
‘İnan bu iş için şantiye kurdular!’ dedi, Tayfur Göçmenoğlu gülerek...
Siz de ister gülün, ister ağlayın bu belediyelerin, ‘bitmeyen, sonuçlanmayan, uzun süren’ işlerine...
Halk isyan etmiş!
Şansa bakın yazımın başında sözünü ettiğim ve ses getiren eylem İzmir’de, Aliağa’da olmuş...
Tüpraş ve Petkim, akaryakıt ve LPG dolum tesisleri ile gemi söküm tesislerine gelip giden binlerce ağır tonajlı aracın kullandığı İnönü Caddesi bakım onarıma alınmış.
Milli servet olduğu için çalışma benim için de önem taşıyor.
Ancak onarım çalışmaları 8 aydır tamamlanamamış.
Artık çalışmayı Aliağa belediyesi mi, İzmir Büyükşehir belediyesi mi, yoksa karayolları veya taşaron firma mı kim yapıyor; tam bilmiyorum...
Ancak bildiğim vatandaşın sorumlu olarak belediye başkanlarını tuttuğu...
Ve ben de vatandaşa hak veriyorum...
Çünkü her işi eğreti tutuyorlar, gerektiği gibi hizmeti sağlamıyorlar...
Tek düşündükleri, ‘Belediyemiz çalışıyor’ dedirtmek...
Anlatmak çok zor!
Bu sabah erkenden kalktım...
Urla Devlet Hastanesi’ne gittim...
Ama önce Kalabak sahillerinde gezdim...
Aynen pazaryerlerinin akşam hali gibiydi....
Pislik içinde....
Adam, çoluk çocuk gelmiş, yemiş içmiş, içine etmiş gitmiş....
Temizlemek belediyeye kalmış....
Ama iki gün önce Urla Belediye Başkanı ‘Sahillerimiz ter temiz, herkes benden memnun’ diye hava atmıyor muydu?
Akşam bir yerlerin açılışına ya da kokteyle katılıp yorulmamış ise gelip sahilleri gezmesini isterdim.
Hani o çok met ettiği deniz kıyısını...
Ne diyeyim?
Lafla peynir gemisi yüzmüyor, yürümüyor...
Dilekçe verdim ama boşuna
Sözüm ona yarım yamalak yapılan asfaltlama çalışmalarından mı söz edeyim, işçilerin ya da görevlilerin traktör ya da araç üstünde bir o yana bir bu yana gitmelerinden mi?
Kabahat bizde...
Ama bizi bu yola itenler de belediyeler....
Ay başını hesaplayan kamu görevlileri....
İş yaptıramazsınız bunlara.....
8 saat mesai ücreti alırlar, gün boyu yaptıkları sadece bir saati geçmez...
Nedense hiçbir yetkili de hesap kitap bilmez....
İlkokul öğrencileri bile, matematik dersinde, ‘Bir kişi şu işi şu kadar saatte yaparsa, üç işçi kaç saatte yapar?’ şeklinde soruları çözüyor...
Ama kocaman kocaman mühendisler, iş verenler, ustabaşılar bilmiyor...
Akıl alacak gibi değil...
Yuh insafsızlar!
Belediyelerden değil ama kendimden bir örnek vereyim:
Bahçe duvarını sıvatmak (yenilemek) istedim....
Her kez değişik ve fahiş fiyat istedi.
Çok bilen ve çok konuşan, diğer ustaları kötüleyen biri ‘Burada çok iş var, en az bir hafta sürer’ dedi....
Ne yaparsınız, yevmiye hesabı mı, götürü mü verirsiniz?
Çünkü metrekare ile ‘küçük iş!’ diye yapmıyorlar.
Sonuçta 2 bin TL istenilen işi 350 TL’ye bir ahbaba verdik.
Sevindik, kardayız diye...
O da 19-20 yaşında birini getirdi.
‘Cenazeye gitmem lazım’ diyerek ayrıldı, geldiğinde o genç, sıvayı bitirmişti...
Sanıyorum; en fazla bir yevmiye verdi, üstünü cebine attı...
Yani; bizim belediyelerimiz de böyle ustalarımız da, insanımız da...
Kime güveneceğiz?
Kime inanacağız?
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: